1 Ağustos 2007 Çarşamba

Cumartesileri Beleş Çalışıyoruz



İş Yasası’na göre: “Herhangi bir hafta içinde yemek saatleri hariç olmak üzere, günde sekiz saatten, haftada toplam kırk saatten fazla bir süreyle çalışma yapılamaz.” Ancak ülkemizde yazılı olmayan patron yasası da şöyle söyler: “çalışanlar leyhine hiçbir yasa uygulanamaz!”

Ülkemizde 1-2 işyeri haricinde hafta içi her gün 8 saat, bazı günler 8,5 saat çalışma yapılması (inşaat, benzincilik gibi sektörlerde 10-12 saat çalışılması) normal kabul ediliyor. Pazartesinden cumaya 8 saat günde çalışan bir emekçi haftada toplam 40 saat çalıştığı halde dönüp bir de cumartesileri çalışmaya zorlanıyor.
Cumartesileri sabah 8:00’den öğlen 13:00’e kadar olan süre 5 saat karşılıksız çalışılıyor. Patronlar her hafta en az 5 saatimizi göz göre göre beleşe getiriyorlar.
Uygulanmayan yasaya göre, haftada 40 saat çalışma süresini doldurmuş bir işçi daha fazla çalışmak zorunda değildir. 40 saatten sonra yapılan çalışmalar fazla mesai kabul edilir ve tamamen işçinin gönüllü olması şartı vardır. Ancak “bu bizim normal uygulamamızdır, mesaiye kalmak zorundasınız” diyen patronlar, işten atma tehtidiyle işçileri cumartesileri fazla mesaiye zorlamaktadır. Üstelik bu gibi işyerlerinde aylık sigorta ve ihtiyat sandığı yatırımları hep asgari ücret üzerinden yapılmaktadır. Haftada 45 saat çalışan bir işçinin maaşının nasıl asgari ücret olduğu sorusunu soran hiçbir makam da yoktur!
Bir işçi işe girerken aylık maaş olarak anlaştığı miktar, haftada 40 saat karşılığı olan miktardır. Bundan fazla yapılan çalışma gönüllüdür ve eğer yapılmışsa karşılığı ödenmelidir. Ancak sendikalaşmanın önünde her türlü engelin dikildiği ve işten atma tehtidinin emekçiler üzerinde sallandırıldığı koşullarda, yasalar uygulanmamaktadır.
İlerleyen sayılarımızda ayrıntılı olarak inceleyeceğimiz mesai ve tatil günleri konusu patron cenneti bu adada, kölelik koşullarında çalışmayı getirmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder