İki gündür gündemde olan bir konu var. LTB’de 8 Belediye
Meclis üyesine sahip CTP grubunun bugün gerçekleşecek Meclis toplantısında Asbaşkanlığa
talip olmayacak olması ve Murat Kanatlı’yı Asbaşkan olarak önermeyi
düşünmesi... Bu konuyu Baraka toplantısında konuşma fırsatımız olmadı. Bu
sebeple yazacaklarım kişisel fikrimdir.
Murat Kanatlı'nın LTB Asbaşkanlığı konusu CTP 'nin daha
baştan gerilim ve çatışmaya dayalı bir LTB politikası güdeceğinin ispatıdır.
Olması gerekenin ne olduğunu herkes biliyor: CTP tarafından bir Asbaşkan
önerilmeli, ittifak bunu desteklemeli ve sonraki süreçte de Harmancı'nın
belediyeyi yeniden ayağa kaldıracak adımlarını olumlu bulanların pozitif
yaklaşımlarıyla süreç ilerlemeliydi. Şimdi belli oluyor ki, CTP’nin niyeti
bu değildir.
CTP Kanatlı’yı
Önererek Ne Yapmaya Çalışıyor?
İlk bakışta CTP’nin Kanatlı önerisi, pozitif bir içeriğe
sahipmiş gibi görünebilir. Oysa CTP bu öneriyi yaparken İTTİFAK’ı zor durumda
bırakmayı amaçlıyor.
Öncelikli varsayımları şudur: “İTTİFAK Kanatlı önerisini
reddedecektir.” Böyle bir RED durumunda: “bakın solda ittifaktan söz edenler
ortak bir isimde uzlaşmaktan kaçıyorlar” diye söylem geliştirilecektir. En çok
üyeye sahip CTP desteklenmeyip, ikinci fazla üyeye sahip UBP’nin desteklenmesi
durumunda da “TDP ve UBP kolkola” diyerek hem TDP tabanına hem de BKP ve BARAKA
tabanlarına yönelik probaganda başlatılacaktır. Sadece bununla da kalınmayacak,
Belediye Komitelerinin hiçbirine aday olmamanın mazereti yakalanarak, tüm
komitelerde UBP’li adayların veya UBP destekli TDP’li adayların göreve
gelmesinin zemini zorlanacaktır. Yani CTP, önümüzdeki her süreçte Belediye’de
yapılacakları baltalamanın mazeretini yaratmaya çalışmaktadır...
Eğer CTP’nin Kanatlı önerisi kabul edilirse de; daha ilk
günden hatta seçim süreci boyunca İTTİFAK’a husumet içinde yaklaşan Kanatlı ile
Harmancı’nın çatıştırılması hedeflenmektedir... Dahası Kanatlı’yı desteklemanin
TDP tabanındaki muhafazakar unsurlarla UBP’li meclis üyelerini ürkütmesi ve
İTTİFAK içindeki güçbirliğinden yana odakların yalnızlaştırılması da çabalardan
biridir. Çünkü CTP’nin hiçbir şekilde LTB için yapılacak hiçbir olumlu sürece
katkı koymak niyetinde olmadığı baştan bellidir...
Kanatlı’nın “Değerlendireceğiz”
Demesi Ne Anlama Geliyor?
CTP’nin oyunu bu kadar açık ve çıplak gözle görülebilir
durumdayken, Kanatlı’nın yaptığı açıklamada “eğer TDP ve CTP uzlaşırsa değerlendireceğiz”
demesi, bu gerilim siyasetini benimsediğinin göstergesidir. İTTİFAK kendisini desteklemezse,
Kanatlı değerlendirse ne olur, değerlendirmese ne olur? CTP’nin 8 oyu ile
asbaşkan seçilebilir mi? Seçilemez... O halde “malumun ilanı” olan açıklamayı
neden yapıyor? Gözleri İTTİFAK üzerine döndürmek için değilse neden?
İTTİFAK’a dahil olmayı kendileri reddeddiği ve tüm seçim
süreci boyunca CTP’den çok İTTİFAK’a yüklendiği halde, sol etik gereği böylesi
bir oyunun parçası olmayı baştan reddetmesi beklenen YKP, bilerek ve isteyerek
oyuna dahil olmuş oluyor... Yani tıpkı CTP gibi YKP de topu İTTİFAK’a atıyor...
Eğer İTTİFAK desteklemezse “onlar istemedi” diyecekler ve sorumluluktan
kurtulacaklar. Eğer İTTİFAK desteklerse de “değerlendirecekler”!!! Şimdden
değerlendirmelerinin ve tavırlarını kamuoyu ile paylaşmalarının ne sakıncası
var? Hatta sabah akşam şeffaflıktan söz eden bir partinin yapması gereken tam
da bu değil mi? Ama hayır! Onlar “şeffaflığı” sadece güzel bir söz olarak
kullanıyorlar. İş “gerçek hayata” gelince de CTP ile birlikte hareket
ediyorlar...
İTTİFAK Ne Yapabilir?
Belli oluyor ki, TDP-BKP-BARAKA ittifakı ülkemizdeki sol
statükoyu ciddi bir şekilde rahatsız etmiştir. Seçim sonuçlarından ders
çıkarmak ve bugüne kadarki politikalarını değiştirmek yerine şu stratejiyi
gütmeyi hedefliyorlar: Halkımızda oluşan pozitif havayı demoralize etmek ve “bakın
bunların da bizden, UBP’den bir farkı yok” diyecek zemini yaratmak...
CTP’nin ve YKP’nin yaptığı etik değildir. Belediye’de yapıcı
politikalar gütmek isteyen İTTİFAK’a “hayır biz çatışmak niyetindeyiz” mesajını
iletmektir... O halde İTTİFAK da iki tercih arasında kalmıştır...
Birinci tercih: Belediye Meclisi’nde en çok üyeye sahip
CTP’den birisinin İTTİFAK tarafından Asbaşkanlığa önerilmesi... CTP’nin kendi
üyesine oy vermediğinin halka gösterilmesi... Ardından da Meclis’te en çok
üyeye sahip ikinci partiden bir adayı (yani UBP) desteklemesi...
İkinci tercih: Kanatlı’nın desteklenmesi...
Asbaşkanlık Ne
Anlama Geliyor?
Belediye’de Asbaşkanlık, bir tür Başbakan yardımcılığı
anlamına gelir. Pozisyon daha çok semboliktir ama idari süreçlere de dahil
olunmayı gerektirdiğinden önemlidir. Ayrıca Asbaşkanlık’ta uzlaşarak hareket
eden yapıların Komitelerde (bakanlık gibi düşünülebilir) birlikte hareket
ederek komite başkanlarını belirlemesinin önü açılır.
Yani Asbaşkanlık konusunda Kanatlı desteklenirse,
komitelerde UBP ile ipler atılmış olur. Yok eğer UBP’li bir aday desteklenirse
de CTP’ye ipleri atma fırsatı verilmiş olur...
Komiteler, asbaşkanlıktan çok daha önemlidir. Ve CTP’nin
esas sıkışacağı nokta komitelerde hangi adayları destekleyeceği noktasıdır.
Asbaşkanlık’ta Kanatlı desteklendiğinde, CTP’nin komitelerde UBP’yi
desteklemesi mümkün değildir. Ama eğer Asbaşkanlık’ta UBP’yi desteklersek, o
zaman CTP komitelerde de bizi yalnız bırakmanın zeminini yakalayacaktır.
Üstelik Kanatlı, agresif, uyumsuz ve artniyetli tavrı
ile; asbaşkanlıkta çok daha zararsız bir pozisyon edinecek. Sorumluluk sahibi ve
süreçlere çözüm üretmesi gereken bir pozisyondayken çok daha yapıcı olabilmek
konusunda zorlanacaktır. Örneğin daha mazbatasını almamış Harmancı için “işçiler
daha maaşlarını ödenmedi” gibi bir açıklama yapamayacaktır...
İTTİFAK Ne
Yapmalı?
Bence İttifak bu süreçte ezber bozucu bir tavır içine
girmelidir. Bizden beklenen UBP’li bir Asbaşkanın seçilmesine destek
olmamızdır. Kanatlı’nın adaylığını reddedeceğimizden YKP de, CTP de çok
eminidir.
Ama biz Kanatlı’nın adaylığını desteklemeliyiz...
Böylece hem bizi ittifak yapan değerlere hala bağlı
olduğumuzu bir kez daha göstermiş oluruz hem de YKP’yi bu konuda sorumluluk
sahibi bir sol partinin davranması gerektiği gibi davranma fırsatı ile
yüzleştiririz. Ancak diyelim ki oyunu devam ettirip asbaşkanlığı kabul ettiler.
O zaman da CTP’yi komiteler konusunda yapıcı davranmaya zorlamış oluruz. Çünkü
Kanatlı istediği kadar YKP’li olsun, CTP’NİN ADAYIDIR... Ve İTTİFAK etik
davranarak, belediye meclisinde en çok üyeye sahip partinin önerdiği asbaşkan
adayını desteklemiş olacaktır. Bu öneriyi bizim desteklememiz demek, dost elimizi
havaya kaldırmamız demektir. Bu eli ısıracak mı yoksa sıkacak mı, orası CTP’nin
bileceği iştir...
Isırırsa da, sıkarsa da bunun sonuçları İTTİFAK’a
yarayacaktır...
Kanatlı’nın asbaşkanlığında ancak Komitelerin çoğu da CTP
tarafından UBP’ye verilmiş bir belediye meclisinde verimli çalışmak mümkün
müdür?
Hayır değildir... Ama bunu yaratan biz olmayacağız. Bunu
yaratan YKP ile CTP olacak ve bunu da tüm Lefkoşa halkı bilecektir.
Biz samimiyetimizden ödün vermemeli, kirli siyasal
oyunlara bulaşmamalı, açık ve şeffaf tavrımızı sürdürmeli ve halkın her şeyi
bilmesini sağlayarak karşımıza çıkacak her sorunda halkın desteğine
güvenmeliyiz.
Evet, iş yapmak istiyoruz. Evet Lefkoşa Türk Belediyesi’ni
ayağa kaldırmak istiyoruz ve imkanlarımız ölçüsünde bunu yapacağız da... Ancak 22
kişilik Belediye Meclisi’nde sadece 6 üye ile bunu yalnız yapmamız mümkün
değil. Ve 8 üyeli CTP ile 1 üyeli YKP bize destek değil köstek olacaklarsa,
bunu değiştirmemiz de mümkün değil...
O halde her ne kadar çatışmaya değil İŞ’E odaklanmak
istiyorsak da, birileri bize saldırmanın fırsatını kollarken her iki elimizi de
işe vermemiz en hafif tabiri ile saflık olacaktır. Bir elimiz işe bir elimiz de
kavgaya hazırlanmalıdır. CTP ve YKP çatışma istiyorsa, bundan kaçma şansımız
yoktur. Tek yapabileceğimiz, samimiyetimizi koruyarak hareket etmektir.
Kanatlı’nın Asbaşkanlığını destekleyelim. Ortak çalışma
sorumluluğundan kimin kaçtığını tüm Lefkoşa halkına gösterelim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder