6 Temmuz 2014 Pazar

KANATLI’nın ASBAŞKANLIĞI KONUSUNDA KISA BİR NOT



İki gündür gündemde olan bir konu var. LTB’de 8 Belediye Meclis üyesine sahip CTP grubunun bugün gerçekleşecek Meclis toplantısında Asbaşkanlığa talip olmayacak olması ve Murat Kanatlı’yı Asbaşkan olarak önermeyi düşünmesi... Bu konuyu Baraka toplantısında konuşma fırsatımız olmadı. Bu sebeple yazacaklarım kişisel fikrimdir.

Murat Kanatlı'nın LTB Asbaşkanlığı konusu CTP 'nin daha baştan gerilim ve çatışmaya dayalı bir LTB politikası güdeceğinin ispatıdır. Olması gerekenin ne olduğunu herkes biliyor: CTP tarafından bir Asbaşkan önerilmeli, ittifak bunu desteklemeli ve sonraki süreçte de Harmancı'nın belediyeyi yeniden ayağa kaldıracak adımlarını olumlu bulanların pozitif yaklaşımlarıyla süreç ilerlemeliydi. Şimdi belli oluyor ki, CTP’nin niyeti bu değildir.

CTP Kanatlı’yı Önererek Ne Yapmaya Çalışıyor?
İlk bakışta CTP’nin Kanatlı önerisi, pozitif bir içeriğe sahipmiş gibi görünebilir. Oysa CTP bu öneriyi yaparken İTTİFAK’ı zor durumda bırakmayı amaçlıyor.
Öncelikli varsayımları şudur: “İTTİFAK Kanatlı önerisini reddedecektir.” Böyle bir RED durumunda: “bakın solda ittifaktan söz edenler ortak bir isimde uzlaşmaktan kaçıyorlar” diye söylem geliştirilecektir. En çok üyeye sahip CTP desteklenmeyip, ikinci fazla üyeye sahip UBP’nin desteklenmesi durumunda da “TDP ve UBP kolkola” diyerek hem TDP tabanına hem de BKP ve BARAKA tabanlarına yönelik probaganda başlatılacaktır. Sadece bununla da kalınmayacak, Belediye Komitelerinin hiçbirine aday olmamanın mazereti yakalanarak, tüm komitelerde UBP’li adayların veya UBP destekli TDP’li adayların göreve gelmesinin zemini zorlanacaktır. Yani CTP, önümüzdeki her süreçte Belediye’de yapılacakları baltalamanın mazeretini yaratmaya çalışmaktadır...
Eğer CTP’nin Kanatlı önerisi kabul edilirse de; daha ilk günden hatta seçim süreci boyunca İTTİFAK’a husumet içinde yaklaşan Kanatlı ile Harmancı’nın çatıştırılması hedeflenmektedir... Dahası Kanatlı’yı desteklemanin TDP tabanındaki muhafazakar unsurlarla UBP’li meclis üyelerini ürkütmesi ve İTTİFAK içindeki güçbirliğinden yana odakların yalnızlaştırılması da çabalardan biridir. Çünkü CTP’nin hiçbir şekilde LTB için yapılacak hiçbir olumlu sürece katkı koymak niyetinde olmadığı baştan bellidir...

Kanatlı’nın “Değerlendireceğiz” Demesi Ne Anlama Geliyor?
CTP’nin oyunu bu kadar açık ve çıplak gözle görülebilir durumdayken, Kanatlı’nın yaptığı açıklamada “eğer TDP ve CTP uzlaşırsa değerlendireceğiz” demesi, bu gerilim siyasetini benimsediğinin göstergesidir. İTTİFAK kendisini desteklemezse, Kanatlı değerlendirse ne olur, değerlendirmese ne olur? CTP’nin 8 oyu ile asbaşkan seçilebilir mi? Seçilemez... O halde “malumun ilanı” olan açıklamayı neden yapıyor? Gözleri İTTİFAK üzerine döndürmek için değilse neden?
İTTİFAK’a dahil olmayı kendileri reddeddiği ve tüm seçim süreci boyunca CTP’den çok İTTİFAK’a yüklendiği halde, sol etik gereği böylesi bir oyunun parçası olmayı baştan reddetmesi beklenen YKP, bilerek ve isteyerek oyuna dahil olmuş oluyor... Yani tıpkı CTP gibi YKP de topu İTTİFAK’a atıyor... Eğer İTTİFAK desteklemezse “onlar istemedi” diyecekler ve sorumluluktan kurtulacaklar. Eğer İTTİFAK desteklerse de “değerlendirecekler”!!! Şimdden değerlendirmelerinin ve tavırlarını kamuoyu ile paylaşmalarının ne sakıncası var? Hatta sabah akşam şeffaflıktan söz eden bir partinin yapması gereken tam da bu değil mi? Ama hayır! Onlar “şeffaflığı” sadece güzel bir söz olarak kullanıyorlar. İş “gerçek hayata” gelince de CTP ile birlikte hareket ediyorlar...

İTTİFAK Ne Yapabilir?
Belli oluyor ki, TDP-BKP-BARAKA ittifakı ülkemizdeki sol statükoyu ciddi bir şekilde rahatsız etmiştir. Seçim sonuçlarından ders çıkarmak ve bugüne kadarki politikalarını değiştirmek yerine şu stratejiyi gütmeyi hedefliyorlar: Halkımızda oluşan pozitif havayı demoralize etmek ve “bakın bunların da bizden, UBP’den bir farkı yok” diyecek zemini yaratmak...
CTP’nin ve YKP’nin yaptığı etik değildir. Belediye’de yapıcı politikalar gütmek isteyen İTTİFAK’a “hayır biz çatışmak niyetindeyiz” mesajını iletmektir... O halde İTTİFAK da iki tercih arasında kalmıştır...
Birinci tercih: Belediye Meclisi’nde en çok üyeye sahip CTP’den birisinin İTTİFAK tarafından Asbaşkanlığa önerilmesi... CTP’nin kendi üyesine oy vermediğinin halka gösterilmesi... Ardından da Meclis’te en çok üyeye sahip ikinci partiden bir adayı (yani UBP) desteklemesi...
İkinci tercih: Kanatlı’nın desteklenmesi...

Asbaşkanlık Ne Anlama Geliyor?
Belediye’de Asbaşkanlık, bir tür Başbakan yardımcılığı anlamına gelir. Pozisyon daha çok semboliktir ama idari süreçlere de dahil olunmayı gerektirdiğinden önemlidir. Ayrıca Asbaşkanlık’ta uzlaşarak hareket eden yapıların Komitelerde (bakanlık gibi düşünülebilir) birlikte hareket ederek komite başkanlarını belirlemesinin önü açılır.
Yani Asbaşkanlık konusunda Kanatlı desteklenirse, komitelerde UBP ile ipler atılmış olur. Yok eğer UBP’li bir aday desteklenirse de CTP’ye ipleri atma fırsatı verilmiş olur...
Komiteler, asbaşkanlıktan çok daha önemlidir. Ve CTP’nin esas sıkışacağı nokta komitelerde hangi adayları destekleyeceği noktasıdır. Asbaşkanlık’ta Kanatlı desteklendiğinde, CTP’nin komitelerde UBP’yi desteklemesi mümkün değildir. Ama eğer Asbaşkanlık’ta UBP’yi desteklersek, o zaman CTP komitelerde de bizi yalnız bırakmanın zeminini yakalayacaktır.
Üstelik Kanatlı, agresif, uyumsuz ve artniyetli tavrı ile; asbaşkanlıkta çok daha zararsız bir pozisyon edinecek. Sorumluluk sahibi ve süreçlere çözüm üretmesi gereken bir pozisyondayken çok daha yapıcı olabilmek konusunda zorlanacaktır. Örneğin daha mazbatasını almamış Harmancı için “işçiler daha maaşlarını ödenmedi” gibi bir açıklama yapamayacaktır...

İTTİFAK Ne Yapmalı?
Bence İttifak bu süreçte ezber bozucu bir tavır içine girmelidir. Bizden beklenen UBP’li bir Asbaşkanın seçilmesine destek olmamızdır. Kanatlı’nın adaylığını reddedeceğimizden YKP de, CTP de çok eminidir.
Ama biz Kanatlı’nın adaylığını desteklemeliyiz...
Böylece hem bizi ittifak yapan değerlere hala bağlı olduğumuzu bir kez daha göstermiş oluruz hem de YKP’yi bu konuda sorumluluk sahibi bir sol partinin davranması gerektiği gibi davranma fırsatı ile yüzleştiririz. Ancak diyelim ki oyunu devam ettirip asbaşkanlığı kabul ettiler. O zaman da CTP’yi komiteler konusunda yapıcı davranmaya zorlamış oluruz. Çünkü Kanatlı istediği kadar YKP’li olsun, CTP’NİN ADAYIDIR... Ve İTTİFAK etik davranarak, belediye meclisinde en çok üyeye sahip partinin önerdiği asbaşkan adayını desteklemiş olacaktır. Bu öneriyi bizim desteklememiz demek, dost elimizi havaya kaldırmamız demektir. Bu eli ısıracak mı yoksa sıkacak mı, orası CTP’nin bileceği iştir...
Isırırsa da, sıkarsa da bunun sonuçları İTTİFAK’a yarayacaktır...
Kanatlı’nın asbaşkanlığında ancak Komitelerin çoğu da CTP tarafından UBP’ye verilmiş bir belediye meclisinde verimli çalışmak mümkün müdür?
Hayır değildir... Ama bunu yaratan biz olmayacağız. Bunu yaratan YKP ile CTP olacak ve bunu da tüm Lefkoşa halkı bilecektir.
Biz samimiyetimizden ödün vermemeli, kirli siyasal oyunlara bulaşmamalı, açık ve şeffaf tavrımızı sürdürmeli ve halkın her şeyi bilmesini sağlayarak karşımıza çıkacak her sorunda halkın desteğine güvenmeliyiz.
Evet, iş yapmak istiyoruz. Evet Lefkoşa Türk Belediyesi’ni ayağa kaldırmak istiyoruz ve imkanlarımız ölçüsünde bunu yapacağız da... Ancak 22 kişilik Belediye Meclisi’nde sadece 6 üye ile bunu yalnız yapmamız mümkün değil. Ve 8 üyeli CTP ile 1 üyeli YKP bize destek değil köstek olacaklarsa, bunu değiştirmemiz de mümkün değil...
O halde her ne kadar çatışmaya değil İŞ’E odaklanmak istiyorsak da, birileri bize saldırmanın fırsatını kollarken her iki elimizi de işe vermemiz en hafif tabiri ile saflık olacaktır. Bir elimiz işe bir elimiz de kavgaya hazırlanmalıdır. CTP ve YKP çatışma istiyorsa, bundan kaçma şansımız yoktur. Tek yapabileceğimiz, samimiyetimizi koruyarak hareket etmektir.
Kanatlı’nın Asbaşkanlığını destekleyelim. Ortak çalışma sorumluluğundan kimin kaçtığını tüm Lefkoşa halkına gösterelim...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder