7 Nisan 2021 Çarşamba

Emekçi Sınıflarımızın Eylem ve Grevlerini Destekliyoruz, Servet Vergisi İstiyoruz


İçinde bulunduğumuz hafta, pandemi ve ultra zenginlerden yana ekonomi politikaları nedeniyle emekçi sınıfların yaşadığı mağduriyetlerin sokak eylemlerine dönüştüğü bir hafta oluyor. Bir yıldan uzun bir süredir devam eden pandeminin, emekçi sınıflarımızı daha da yoksullaştıran, esnafı kepenk kapatma noktasına getiren, işsizliği arttıran sonuçlar vereceği daha başından biliniyordu. Partimiz kapanma önlemlerinin ilk kez uygulanmaya başladığı tarihlerde, sağlık için alınacak tedbirlerin çalışan sınıfları olumsuz etkilememesi için yapılması gerekenleri sıralamıştı. Hem sağlık için yapılacak harcamalar hem de emekçi sınıfları koruyucu önlemlerde kullanılmak üzere ultra zenginlerin bedel ödemesi gerektiğini ve Servet Vergisi uygulamasının hayata geçmesi gerektiğini de ilk günden beridir dile getirdik.

Ancak gelinen hükümetler halkı değil ultra zenginleri desteklemeyi tercih etmiştir. Bugün binlerce emekçi işsiz kalmış, yüzlerce küçük işletme kapanmış, birçok işyeri küçülmüş, kamu emekçilerinden defalarca kesintiler yapılmış, emekliler dahil tüm maaşlı kesimlerin hayat pahalılığı hakkı gasp edilmiş olmasına rağmen; bedel ödemeyen tek bir kesim vardır. Bu kesim saçının teline bile dokunulmamış, olan ve %5’i bile bulmayan ufacık bir ultra zenginler sınıfıdır.

Ultra zenginler bedel ödememek bir yana, bu süreçte servetlerine servet katmış, bankalarda bulunan paraları ve taşınmaz mallara dayalı zenginlikleri kat kat artmıştır. Merkez Bankası’nın yayınladığı verilere göre pandemi döneminde mevduatlardaki yükselişin tamamı ultra zenginlerin hesaplarında gerçekleşirken; Bankacılar Birliği tarafından açıklanan rakamlara göre vadesi geçtiği halde ödenmeyen kredi alacaklarının %78’i sadece %5’lik bir azınlık olan üç yüz civarında kişinin borcudur. Ultra zenginler bir yandan servetlerine servet katarken, diğer yandan borçlarını dahi ödememektedirler.

Bankalar büyür, üniversiteler, oteller, kumarhaneler, özel hastaneler semirirken; özel sektör emekçileri, esnaf ve kamu çalışanları giderek yoksullaşmaktadır. Kıbrıs’ın kuzeyinde bir yıldan beridir emekçi sınıflardan patronlara doğru muazzam bir servet transferi yaşanmaktadır.  Bu gidişe dur demenin vakti gelmiş de geçmektedir. Ne yazık ki Meclis içi muhalefet de emekçi sınıflardan yana bir çıkış yapmak yerine zaten vergi dahi vermeyen ultra zenginlerden borç alarak bu faizi ile onlara geri ödeme yani zenginliklerine zenginlik katma önerileri geliştirmektedir.

Bağımsızlık Yolu bu koşullarda özelleştirme politikaları ile Kıb-Tek’i yıpratanlar karşısında sokağa çıkan El-Sen ile, hayat pahalılığı hakkı için grevler örgütleyen kamu sendikaları ile, kapanma noktasına gelen esnaf ve meslek sahipleri ile ve sendikal örgütlülüğü olmadığı için sessizlikle boğulan özel sektör emekçileri ile dayanışma içerisinde bulunduğunu; gerçekleşen tüm eylem ve grevleri desteklediğini duyurur. Partimiz emeği ile geçinen tüm kesimlerin çıkarlarının ortak olduğunu ve sorunların kaynağının asalak ultra zenginler sınıfı olduğunu vurgular. Emekçilerin kamu-özel, Türkiyeli-Kıbrıslı, yerli-yabancı diye bölünmesinden emeğimizi sömüren patronlar ve onların ayak işlerini yapan hükümet dışında kimseye bir yararı olmadığını hatırlatırız. 

İçinde bulunduğumuz koşulları tersine çevirmek, krizi emekçilerin kapısının önünden ultra zenginlerin eşiğine taşımakla mümkündür. Özel sektörde sendikasız işçi çalıştırmanın yasaklanması, asgari ücretin en düşük kamu maaşına endekslenmesi ve Servet Vergisi uygulaması ile sosyal devlet mekanizmalarının ayağa kaldırılması dışında bir geleceğimiz yoktur. Bu da emekçi sınıfların birliği, örgütlülüğü ve eylemliliği ile mümkündür.

Servet Vergisi Hemen Şimdi!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder