8 Temmuz 1997 Salı

Yeniden “Duruşa Dair”


 Yani" diye devam etti Titorelli, “Sen çökmüş bir davayı savunuyorsun.

Çoktan kaybedilmiş bir davayı savunan adam biraz komik olur. O role soyunan adam için komiklik gerekli bir şeydir. Sen ciddi davranmak için kendini çok zorluyorsun. Kendin ol: Yani gülünç ol!"

Derviş Zaim, Ares

Harikalar Diyarında

 

İnsan yaşamı, onun içinde bulunduğu çevreden etkilenmesinin ve bu etkilenmenin insanın içinde yarattığı yeni bir etkilenim kaynağının ürünü olduğu kadar, insanın kendisinin söz konusu etkilenim kaynaklarına dair geliştirmiş olduğu karşı tezlerin de bir toplamıdır. Bahsettiğimiz üç etkenden hangisinin insanın günlük yaşamında daha çok rol oynadığı insanın yaşam içindeki duruşunun göstergesidir.

1 Temmuz 1997 Salı

ÇATI Sayı 5 – Selam Yazısı

Beşinci sayıda küçük bir rötarla, ancak yine sizlerin desteğiyle sizlerle birlikteyiz ve sizden aldığımız güçle, (bu güç, yazılarınız ve eleştirileriniz olacaktır) daha iyiye daha güzele daha mükemmele ve gerçek barışa ulaşmak için eleştirilerimizi yöneltecek ve her zaman sizlerle birlikte mücadelemize devam edeceğiz.

Barış, nedense farklı kesimlerden farklı anlamlar yüklenen bir kavram. Bizler, halkın istediği gerçek barışın yanındayız. Barış ve kalıcı çözümün sağlanması için çok çalışmalıyız. Ve bu toplumun dinamiği olması gereken biz gençlerin giydirildiğimiz deli gömleğinden sıyrılıp, edilgen durumdan kurtulup, etken pozisyona gelmemiz gerekir Gençliğin ve toplumun sorunlarını anlamak ve çözümü için etkin roller almak zorundayız. Toplumun çözülmeyen doğan veya doğmayan birçok sorunları vardır. Bunların üzerine gitmek zorundayız. Örneğin: İşsizlik, Göç, Özelleştirme, Örgütlenme, Çevre sorunları v.s.

7 Şubat 1997 Cuma

Kıbrıs’ta Özelleştirme

“Ruhunu sat.
Hemen, bir an önce sat ve kurtul.
Nerede ve nasıl mı satmalısın?
Piyasa seni bulacak merak etme!
Ondan sonrası daha kolaydır.” (1)

‘Özelleştirme’; son on yıldır ‘globalleşme’, ‘teknolojik devrim’, ‘medya’ vb. laflar gibi yoğun olarak işittiğimiz bir kelime. 2-3 yıldır da siyasi ve ekonomik yaşamımıza girmiş durumda (MENAR, Elektrik Kurumu, Kooperatif vs.)
Özelleştirme tartışmaları, devletin küçültülmesi söylemi ile at başı gidiyor. Klasik burjuva iktisadında bırakalım devletin küçültülmesini, aslında devlete yer bile yoktur. Toplum ‘piyasa’ya indirgenmiştir ve her şeyi ‘piyasanın görünmeyen elleri’ düzenler. Oysa liberalizmin yaşanan tarihinde böyle bir şey hiçbir zaman olmamıştır. 1929’daki büyük bunalımla birlikte burjuvazi devlete sığınmış, bu sığınmanın ismi de sosyal devlet olmuştur.

1 Şubat 1997 Cumartesi

Selamlar – Çatı Sayı 4

Yeni bir ÇATI ile yeniden karşınızdayız. Ancak bizlerin amacı sadece ellerinizde tuttuğunuz dergi ile değil, ÇATI olarak her yerde, toplumsal muhalefetin nabzı nerede atıyorsa ve nerede atması gerekiyorsa orada yanınızda olmaktır. Zaten olması gereken de budur.
 Yaşam içinde kendimizi var etmek, günlük hayatı dönüştürebilmek radikal bir değişimin olmazsa olmazıdır ve bu da ancak söyleyenlerin söylediklerini yaşama geçirme sorumluluğunu duymaları ile olasıdır.

HAREKET OLMA YOLUNDA İLK ADIMLAR

Demokrasi ve İnsan Hakları Hareketi (D.İ.H.H.) kurulduğu günden bu yana, çeşitli tepki amaçlı hareketlilikler dışında, ilk kez önüne koyduğu bir programı (10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası) gerçekleştirmiştir.

Kuzey Kıbrıs'taki tüm sözde örgütler karşısında D.İ.H. Hareketi gerçek bir sivil toplum örgütü olma yolunda attığı olumlu adımlarla varlığını her geçen gün daha da pekiştirmektedir. Hareket, gerek kuruluş amaçları, gerek üye yapısı, gerekse yaşam içerisindeki tavrıyla bir olumluluklar zinciri oluşturmaktadır. Yeni kurulmuş bir örgüt olarak birçok zorlukların ve imkansızlıkların içinden, el yordamıyla gerçekleştirilmeye çalışılan eylemlilikler halktan hakettiği tepki ve desteği bulmaktadır.