Hayvancılar Birliği’nin eylemi birçok kesim için hayal kırıklığı ile sonuçlandı! Eylemin sınıfsal tabanına, o tabanı harekete geçiren ekonomik motivasyon kaynağına bakmadan; sadece biçimsel boyutlarından heyecanlanan kesimler için gerçekten de beklenmedik bir sonuç çıktı eylemden.
Üstelik yıllardan beridir kullanılan birçok içi boş kavramdan birisi olan “etkili eylem” ifadesine denk düşmek bakımından, son yılların en etkili eylemiydi!
Yollar kapatıldı, kapılar
kırıldı, ateşler yakıldı, akla hayale gelebilecek her türlü taşkınlık hayata
geçirildi! Ama günün sonunda Ünal Üstel ile el sıkışılarak bitirildi eylem!
Oysa daha hükümet düşecekti,
erken seçim olacaktı, yıllardır UBP’ye oy veren hayvancılar CTP ve TDP’ye oy
verecekti! Bu eylemden hükümete gelmeyi umanlar, günün sonunda kullanılıp
atıldılar Hayvancılar Birliği tarafından!
Birkaç yıl sonraki yeni
eylemlere kadar, kimse özeleştiri yapmayacak, gene eylem yapılıncı da halkın
hafızasızlığından şikayet edenler yine destek kuyruğuna girecekler! Ne de olsa
mesele sorunların çözülmesi değil, rejim partilerinin kendilerin oy devşirmesi!
***
Bağımsızlık Yolu eylemin kitle
tabanının sınıfsal pozisyonunu değerlendirerek ve eyleme geçilirken esas
sebebin, vitrine konan “ithal ete karşıyız” argümanı değil, “bizim kendi dar
çıkarlarımız tatmin edilsin” talebi olduğunu görerek; “eylemi destekliyoruz”
sözünü tek bir kez bile ağzına almadı.
Eylem alanı ziyaret edildi,
sosyal politikalar bağlamında üretim konusundaki görüşlerimiz paylaşıldı,
yaratılan eylemsel zeminden hareketle toplumun kaç bireyine ulaştırabilirsek o
kadar insana “kamuculuk” çözümümüz anlatıldı. Ama yok olmakta olan ve küçük
sermayesine sarılıp kooperatifleşmekten çekindiği oranda büyük sermaye
karşısında yok olmaya mahkum olan küçük burjuvazinin ömrünü biraz daha uzatma
çabasına ortak olunmadı!
***
Bizim için ithal etin
yanlışlığı ve üretimden kopmamak gerektiği ne kadar netse; verimsiz küçük
üretimin kamunun sırtına yük bindirilerek sürdürülmesinin beyhudeliği de o
kadar nettir! Küçük üreticinin uzun vadede ya işçileşmek ya da kooperatileşerek
verimliliğini arttırmak dışında seçeneği yoktur!
Hatta bizim yaşadığımız
koşullarda verimliliğin artması için kooperatifleşmek de yeterli değildir!
Büyük sermayeye avantaj sağlayan tüm uygulamalara karşı çıkılması, AKSA ve
akaryakıt düopolünün geriletilerek her iki alanda da kamulaştırma yapılması
elzemdir! Üreticinin maliyeti ancak bu şekilde düşer! Üreticinin maliyetini
kamu sırtlandığında ise bu maliyeti düşürmek değil, zararı halka yaymak
demektir!
Hayvancılar Birliği’nin bu tür
sosyal hedefleri olmadığını, zümresel çıkarları için ve halkın zararı pahasına
eylem yaptığını ise herkes biliyordu! Bağımsızlık Yolu, hem kamuoyuna yaptığı
açıklamalarda hem de eylemin özneleri ile kurduğu diyaloglarda; zümresel
kurtuluşun mümkün olmadığını, taleplerin toplumsallaşması, taleplerin kamuculuk
eksenine ilerletilmesi, maliyetlerin sebebi olan inşaat, akaryakıt ve elektrik
sermayesinin hedefe konması gerektiğini açıkça ifade etti.
Günün sonunda Hayvancılar
Birliği istediği parasal girdiyi aldı. Ve eylem sonlandı!
***
Şimdi rejim partilerine gönül
veren “muhalif” kitlelerin dilinde o bildik tekerleme dönüyor!“O kadar eylem
yaptık ne oldu? Greve çıktık, ne kazandık?”
Tam tersine Hayvancılar
Birliği’nin eylemlerinde sakınımlı davranan Bağımsızlık Yolu üyelerinin
umutları sapasağlam! Onlar okul harçlarına isyan eden DAÜ öğrencilerinin
yanında tereddütsüz bir şekilde taraf oluyor! Hayvan Refahı Yasası konusunda
Dünya Yalnız Bizim Değildir Hareketi bileşeni olarak kavurucu öğlen sıcağında
basın açıklamalarına katılıyor! Asgari Ücret’in en düşük kamu maaşına
eşitlenmesi talebiyle eylemden eyleme koşuyor! Beleşe Deniz hakkı için büyük
otel sermayesine kafa tutuyorlar!
Çünkühaklı taleplerden yana
taraf olmak için, kazanmayı garantiye almak gerekmez. Haklı taleplerin, hiçbir
sonuç vermeyen “etkili eylemler”den farklı olarak, birikerek sonuca ulaştığını
bilmek yeterlidir! Bir de bir şeyin birikebilmesi için, hakiki olması
gerektiğini!
Kamusal kaynaklardan kendi
zümresine pay isteyenler “üretimden kopmak istemiyoruz” dediklerinde veesas
derdi nasıl olursa olsun oy toplamak olanlar “ithal ete karşıyız” diye açıklama
yaptıklarında; biriken hakikat değil, sahteliktir! Sahte sloganlarla yapılan
bir eylem ne kadar etkili olursa olsun, sonucu da sahte olur! Halkın umudu da
böyle yok olur!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder