Oz Karahan’dan ve ELAM’dan, ikisini bir tuttuğum ve Oz Karahan’ı ELAM’a benzettiğim için özür dilemek zorundayım. 14 Mayıs 2024 tarihli Özgür Gazete’de basılı olarak yayınlanan ve benim kişisel blogumdan da okunabilecek olan “Avrupa Parlamentosu, Propaganda ve Hakikat” başlıklı yazımda; Oz Karahan’ı, başkanı olduğu Kıbrıslılar Birliği’ni ve aday listesine girdiği Yeşiller Partisi’ni ELAM ile bir tutmuş, herhangi bir farkları olmadığını yazmıştım.
O tarihten bugüne, seçim
propaganda süreci ilerledikçe gördüm ki ELAM ile Oz Karahan arasında çok temel
bir fark var! Öylesine temel bir fark ki, ELAM ve Oz Karahan isimlerini yan
yana yazmak bile ELAM’a haksızlık olacaktır! ELAM faşist de olsa ilkeleri olan
bir partidir, oysa Oz Karahan’ın kılıktan kılığa girmeye başlaması için tek bir
seçim yeterli olmuştur!
***
Oz Karahan ve başkanı olduğu
Kıbrıslılar Birliği yıllardan beridir bize şunu yazdı, söyledi, sloganını attı,
videosunu çekti: “Kıbrıslı Türk diye bir şey yoktur! Kıbrıs Kıbrıslılarındır!”
Bağımsızlık Yolu tarafından hazırlanan ve bu grubun ideolojik argümanlarının,
kendilerine ait 120 adet yazıyla özetlendiği 48 sayfalık “Kendi Ağızlarından Kıbrıs Milliyetçileri”
isimli broşürde de açıkça görebileceğiniz gibi; Oz Karahan kendisini “Kıbrıslı”
olarak tanımlamaktadır. Kıbrıs sorununa referansla ayırt edici bir ifade
kullanmak zorunda kaldığında ise bunu “Türkçe Konuşan Kıbrıslı” terimi ile
detaylandırmaktadır!
Bunca yıldır Oz Karahan’ın
kendisi için “Kıbrıslı Türk” dediği herhangi bir ifadesi yoktur! Öyle ki, AKEL çizgisine
yakın siyasetlerin “tek halk iki toplum” yaklaşımını özetleyen Kıbrıslıtürk
(birleşik) kavramını da tiksintiyle reddetmektedir kendisi! Çünkü Oz Karahan’a
göre bu adada “tek halk, tek toplum, tek devlet, tek millet, tek bayrak”
vardır! En azından Avrupa Parlamentosu seçimlerine kadar öyleydi bu!
Oz Karahan, katıldığı
televizyon programlarında, bir tanesinin de kendisi olduğunu söyleyerek “bu seçimde üç Kıbrıslı Türk aday”
bulunduğunu belirtmektedir! Mesela Sim TV’de Serhan İncirli ile yaptığı
programa bakarak bu cümleyi kendi, ağzından duyabilirsiniz! Gene Oz Karahan’ın
başkanı olduğu Kıbrıslılar Birliği’nin yayın organı durumundaki Cumhuriyetçi
isimli web sayfası, Oz Karahan için Kıbrıslı Türk ifadesini kullanan yazarların
yazılarını sponsorluyor ve Kıbrıslılar Birliği tarafından geçmişte “artık
tarafınızı seçin” diye azarlanan iki arada bir derede yayın organları da Oz
Karahan için “Kıbrıslıtürk” ifadesini kullanıyorlar!
Kısacası Oz Karahan’ın Avrupa
Parlamentosu adaylığı ile birlikte kendisi birdenbire Kıbrıslı Türk olmuştur!
Oz Karahan’ın “Türkçe konuşan Kıbrıslı”dan “Kıbrıslı Türk” haline dönüşmesi
için bir seçim yeterli olmuştur! Böyle bir dönüşüm ELAM için söz konusu dahi
olamaz!
***
ELAM Kıbrıslı Elenler arasında
faaliyet yürüten, faşist bir partidir. Seçimleri de bir araç olarak kullanmakta
ancak sokak ayağını da boşlamayarak çeşitli şiddet eylemlerine, pogrom ve linç
girişimlerine imza atmaktadır! ELAM’ın seçimlere katılmaya başlaması, geçmişte birçok
liberal yorumcunun “parlamentoya girerlerse yumuşayacaklardır” diye düşünmesine
sebep olmuştu.
Oysa ELAM %1.08 oy aldığı 2011’deki
seçimlerden, %6,8 oyla dört parlamenter kazandığı 2021 seçimlerine kadar tüm
seçimlere girmesine rağmen, ne söyleminden ne de eyleminden taviz vermemiştir!
Faşist duruşunu hem seçtiği
dil, hem aktardığı fikir, hem kullandığı semboller, hem sokaktaki eylemler hem
de parlamentodaki söylemlerle tutarlı bir şekilde ortaya koyan; oy kazanmak
için eğilip bükülmeyen tam aksine ilkeli ve tutarlı olarak sürdüren ELAM ile
yıllardır savunduğu temel bir tezini bir seçimde alacağı oylar için değiştiren
Oz Karahan’ı birbirine benzetmek benim açımdan büyük bir hata olmuştur! Bu
durumda hem ELAM’dan hem Oz Karahan’dan hem de okuyucudan özür dilemek hakikate
olan bağlılığımın gereğidir! Özür dilerim!
***
Son olarak, bir dolunaylık
süre için kurt adama dönüşmüşçesine, 9 Haziran tarihli Avrupa Parlamentosu seçimlerine
kadar bile olsa bir Kıbrıslı Türk’e dönüşmüş bulunan Oz Karahan örneğinden
hareketle birkaç tespitte bulunmak isterim!
Bir yandan Türk
milliyetçileri, diğer yandan Kıbrıs milliyetçileri ve tüm iyi niyetiyle “tek
engel buysa halk olmayıverelim, hade yeni bir isim icat edelim” diyen
barışseverler tarafından mütemadiyen inkar edilmeye çalışılan Kıbrıslı Türk
halkı bir olgudur! Etrafından dolaşamaz, üstünden atlayamaz, altından kazamaz,
gözünüzü kapatıp içinden geçemezsiniz!
Kıbrıslı Türk halkının halının
altına süpürülemeyeceğinin ispatı, bu halkla diyaloğa girmeye çalışan herkesin
onu tanımak zorunda kalmasıdır! Kıbrıslı Türk halkı bir olgudur ve olgular
nesnel verilerdir! Var olmalarını “muhteşem” veya “rezalet” bulabilirsiniz
ancak var olduklarını inkar edemezsiniz! Siz inkar ettiniz diye olgular ortadan
kalkmaz!
Verili bir olguyu
değiştirmenin birinci şartı, onun varlığını tanımaktır! Bulunduğu yerden memnun
olmayanın ilk yapması gereken şey, nerede bulunduğunu ve ne yöne gitmesi
gerektiğini analiz etmektir! Bunu öğrenmemekte ne kadar ısrar ederseniz edin,
günü gelir hayat size öğretmenin bir yolunu bulur! Tıpkı Oz Karahan’a öğrettiği
gibi... Oysa barıştan, birleşmeden ve federasyondan taviz vermeyen Kıbrıslı
Türk devrimciler bunu 1987 yılından beridir bilmektedir, söylemektedir! İşte bu
yüzden Oz Karahan söylemini seçimden seçime değiştirmek zorunda kalırken, Özgürlük Dergisi’nde 37 yıl önce yazılmış şu satırlar hala günceldir:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder