21 Mart 2012 Çarşamba

Belediye Ne İşe Yarar?



Ledra Palace Işıkları’nın hemen yanında bir arazi var... Çok uzun süredir boş duran bir arazi bu.
Eskiden Çetinkaya Spor Kulübü tarafından antrenman sahası olarak kullanılıyordu. Ancak Çetinkaya’ya ait değil...
Vedeniklilerden kalma bu toprak parçası, tarihi Lefkoşa Surları’nın hendek kısmı ile bağlantılı. Bu yüzden de Eski Eserler Dairesi tarafından himaye altına alınmış.
Birara bölge esnafı arasında dolaşan söylentilere göre, Lefkoşa Belediye Başkanı Cemal Bulutoğluları’nın rüyalarına girmeye başlamış arazi...
Cemal Başkan, “ne yapsam da bu araziye bir yolunu bulup beton döksem” diye dönüp duruyormuş yatağında...

Biz de söyleyenlerin yalancısıyız... Neler düşünmemiş ki Belediye Başkanı bu arazi için... Terminal Binası, Külliye, yepyeni bir Cami vs. vs.
Tabii bu “yaratıcı projelerin” hepsi de arazinin önündeki yolun diğer tarafında bulunan fidanlık ile bağlantılı olarak düşünülmüş...
Ancak ne yazık ki “cin fikirleri” takdir etmesini bilmeyen halkımıza ve “gereğinden fazla çevreci” yasal mevzuatımıza takılmış kalmış bu “güzelim” düşünceler...
Bölge esnafı arabalarını park ettikçe, çocuklar burada oyun oynadıkça daha da kahroluyormuş bu arazinin gerçek kıymetini bilenler...
Ve bir gün buraya salıncak, kaydırak, dangalabişta konulacağından, ağaç ekileceğinden, yürüyüş parkuru, bisiklet yolu yapılacağından korkuyorlarmış “haklı olarak”...
***
Şimdilerde bu arazi üzerinde ciddi bir mücadele sürüyor.
Dünkü gazetelerde görmüşsünüzdür, bölge halkı bir basın açıklaması yaparak arazilerinin önüne duvar çekilmesini protesto etti.
Fedakar Polis Teşkilatı’mız ise zavallı duvarı, zalim halktan korumak için olay yerindeydi...
Aslında şu duvar konusu çok ilginç bir konu...
Bir gün bir grup insan peydah oluyor ortalarda ve çocukların oyun oynamasına, esnafın para vermeden arabalarını park etmesine neden olan bu tehlikeli arazinin girişini briket tuğlalarla örerek kapatıyorlar.
Bu kahraman insanlara teşekkür edeceğine, ne yapıyor bölge halkı?
Hemen Lefkoşa Belediyesi’ni arayıp bu duvarın neden çekildiğini soruyor...
Belediye’den aldıkları cevap, bu arazinin Eski Eserlere ait olduğu ve söz konusu duvar ile kendilerinin bir alakası olmadığı oluyor.
Hemen Eski Eserler Dairesi aranıyor, yetkili kişilerle konuşuluyor...
Ve ortaya çıkıyor ki Eski Eserler Dairesi’nin, bırakın örmeyi bu duvardan haberi bile yok...
Aranmadık yer kalmıyor esnaf tarafından... Şehir Planlama Dairesi, İçişleri Bakanlığı, Polis, falan filan...
Sonuçta ortaya çıkıyor ki, arazinin girişindeki duvarı hiçbir kurum yapmamış. En azından hiçbir kurum “bu duvarı biz yaptık” demiyor esnafa...
Sonra birgün, aslında var olmayan, hiçkimse tarafından yapılmamış olan ve yasal olarak da yapılamayacak olan duvar ortadan kalkıveriyor...
O ana kadar sakin sessiz yaşamını sürdürmekte olan polis teşkilatımız zavallı duvara yapılan bu zulüm karşısında daha fazla dayanamıyor. Gözleri dolu dolu, vicdanları yaralı ve bu zalimce vahşet karşısında dehşete düşmüş bir şekilde bölge esnafından gözüne kestirdiğini tutuklayıp hücreye atıyor.
Kendi halinde bir duvara yapılan bu kötü muameleye Lefkoşa Belediyesi’nin kahraman başkanı da anlam veremiyor.
Sonra da delikanlı gibi ortaya çıkıp, duvarı kendisinin yaptırdığını ve yıkanlardan da şikayetçi olduğunu söylüyor. Kendisine ait olmayan bir arazinin önüne ne amaçla duvar yaptırdığını soran bozgunculara ise hiç aldırmıyor kahraman başkanımız... Ne de olsa kendisi çocukken boş arazilerde top oynamadığı için bu mevkilere yükselebilmiş birisi... Ve ne yapıyorsa çocuklarımız için yapıyor Cemal Başkan!..
***
Uzatmayalım... Şimdi duvar yeniden inşa edildi.
Ayrıca tekrar yıkılmaması için zabıta ve polis tarafından yirmi dört saat koruma altına alındı...
Peki bu kadar olay neden yaşandı? Neden yaşanıyor?
Bunu anlayabilmek için olayların yaşandığı araziden az ilerde bulunan Mahmutpaşa Katlı Otoparkı’na bakmamız gerekiyor.
Cemal Başkan tarafından yaptırılıp, özel bir şirkete işletmesi için verilen bu otoparkın işletmecileri daha çok müşteri istiyorlar.
İstiyorlar ki bölgedeki tüm arabalar kendi otoparklarına para ödesin...
Venediklilerden kalma boş araziyi ise bu uğurda baş düşman ilan etmişler şimdilik.
Ama plan bundan ibaret değil.
Önce arazinin girişine duvar çekildi. Ardından hisarın üstünde araç parkı için ayrılmış bölgeler çift sarı çizgi ile kapatılacak. Ve herkes Mahmutpaşa otoparkına para vermek zorunda bırakılacak.
Belediye Başkanı ve Otopark işletmecisi birlik olmuş bu önemli proje için el ele çalışıyor...
***
1800’lü yıllarda İngiliz Sömürgeciler Manchester’in her geçen gün büyüyen teksitil ürünlerini satacak bir pazar arıyorlardı kendilerine...
Muazzam nüfusu ile Hindistan bu işe çok uygundu. Ama gel de bunu kendi kıyafetlerini dokuma tezgahlarında kendi kendilerine üreten Hintlilere anlat...
Sömürgeciler dokuma tezgahı kullanmayı işte bu nedenle yasakladılar. Sonra da bu yasağa uymayan dokumacıların sağ ellerini bilekten kestiler.
Kendi ürünlerini üretemeyen Hintliler, İngiliz kumaşlarını aldı...
İngiliz sanayisi hızla büyüdü, sermayesi gelişti ve Hint halkı her geçen gün yerinde saydı...
Aynısını İngiliz afyonunu almayan Çinlilere de yapmıştı İngiltere...
İngiliz savaş gemileri limanlarına dayanıp sivil halkı bombalamaya başladığında anladı Çinliler para verip afyon almamanın ne büyük kabahat olduğunu...
“Ülkenin savunması için” kurulan İngiliz ordusunun afyon ticaretinin önünü açmak için sivil halkı bombalaması çok mu acayip geldi size?
Ne kadar da safsınız öyle...
Ne işe yarar ki ordu, sermayenin büyümesine hizmet etmeyecekse?
***
Arabasını Mahmutpaşa otoparkına güzellikle park etmeyen esnaf ve bölge halkı da bunu polis zoru ile yapmayı öğrenecek...
Bekleyin yakında otopark mafyası, başı boş arabaların lastiklerini indirip, boyalarını da çizecek...
Kuzu kuzu park yapan her araba ile sermaye biraz daha büyüyecek... Belediye ile Polis de halkın soyulmasına yardım edecek.
“Halka hizmet için kurulan” belediye ve polisin otopark sermayesine yardımcı olması çok mu acayip geldi size?
Ne kadar da safsınız öyle...
Ne işe yarar ki polis ve belediye, sermayenin büyümesine hizmet etmeyecekse?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder