7 Mart 2012 Çarşamba

Bir Opsiyon Daha Var! Yada Bu Aşk Burada Biter



Egemen Bağış şöyle buyurdu: “Kıbrıs’ta çözüm için her opsiyon masada. Çözüm, iki liderin uzlaşması ve toplumlarına kabul ettirdikleri bir birleşme formülü ile olabileceği gibi iki liderin uzlaşarak ayrılıp 2 ayrı devlet şeklinde ya da KKTC’nin Türkiye’ye bağlanması da mümkün olabilir.”
Kısacası, TC Devleti aba altından sopa gösterip Kıbrıslı Elen ve Kıbrıslı Türklere açık bir mesaj verdi; “Ya benim istediğim gibi bir çözümü kabul edeceksiniz ya da kırk katırla kırk satır arasında tercih yapacaksınız...” Seçenekler ise açık: Ya TC’nin kabul edeceği bir anlaşma ya iki devlet ya da entegrasyon...
Bu açıklamayı TC’li bir bakanın yapmış olması, gayet net gösteriyor ki adına kktc denilen devletçiğin TC karşısında bir gramcık egemenliği yok...

Üstelik “egemenlik alınyazımızdır” pankartlarıyla ortalıklarda gezinmeyi marifet sayanlar, “Egemen Bağış’ın kktc’ye girişi yasaklansın” diye bir açıklamada da bulunmuş değiller... Oysa bir devlet ya egemendir ya değildir. Öyle Kıbrıs Cumhuriyeti karşısında efelenip, TC karşısında bissi kedi olarak egemen olunamayacağını ise beş yaşındaki kızım bile biliyor...
kktc'nin egemenliği gibi farazi konuları bir yana bırakırsak; aslında Egemen Bağış’ın açıklamasında net olan olgu; adanın geleceği ile ilgili tüm “opsiyonlar”a TC tarafından ipotek konulmuş olduğudur.
Esas tartışılması gereken konu da budur: Adamızın geleceği ile ilgili karar verecek olan kimdir? TC’nin hoşuna gitmeyen bir çözüm  ortaya çıkması durumunda, TC’nin tavrı ne olacaktır? Bizler bu adanın iki “egemen” halkı Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Elenler olarak, her yapacağımızı TC’den onaylatmak zorunda mıyız? Ve TC’nin aklından geçenin federasyon mu, iki devletlilik mi yoksa entegrasyon mu olduğu neden bu kadar önemli?
Çünkü maşuğunun niyetinden şüphe eden aşık havalarında; “hah yakaladık işte sizin esas niyetiniz entegrasyon” dedikçe aldığımız yanıt da belli...
Egemen Bey buna cevaben diyor ki; "Bizim tek amacımız Ada'da iki tarafın da üzerinde uzlaştığı bir çözümün ortaya çıkması ve AB Dönem Başkanlığını Temmuz ayında Birleşik Kıbrıs Devleti'nin üstlenmesidir. Ama çözüme ulaşılmazsa da bizim için bütün alternatifler değerlendirilmeye açıktır.”
Kısacası “maşuğumuz” aklından başka niyetler geçtiğini inkar ediyor ve aldatanın klasik tepkisiyle üste çıkmasını da biliyor. Niyetinin entegrasyon olduğuna dair şüphesi olanları “Rum sempatizanlığı” ile suçluyor ve açıklamalarını anlamak istemeyenleri “heceleyerek okumaya” davet ediyor...
Maşuğun niyetinden şüphe eden aşığına tepkisi: “Asıl senin niyetin fena!”
Ama insanın yine de sorası geliyor; Kıbrıslı Elenlere sempati duymak bu kadar kötü bir şeyse ve böylesi bir sempatiyi duymamak gerekiyorsa, o zaman “anavatanımızın” tek amacı neden “Birleşik Kıbrıs’tır”?.. Yoksa Egemen Bağış Bey de gizli bir “Rum sempatizanı” olmasın!
***
Bizler bu adanın egemen halklarıysak, TC – Yunanistan gibi taşeron devletlerin, AB-ABD gibi emperyalist yapıların istek ve arzularından öte; bizim kendi istek ve arzularımızın ne olduğunu önemsemeliyiz. Bizim istek ve arzularımıza kıymet veren, bizimle ilgili konularda haddini bilen, terbiyesizlik edip bizim geleceğimize ipotek koymayan ülkelerle olan ilişkilerimizi de biz tayin etmeliyiz.
Egemen Bey “her opsiyon masada” diyor ve sayıyor; “TC’nin kabul edeceği bir anlaşma, iki devletlilik ve entegrasyon.” Ama madem ki “opsiyonlardan” söz açıldı, o halde masada olmayan opsiyonlardan da söz etmek gerekmez mi?
Çünkü bir opsiyon daha var: Egemen Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Elen halklarının, Türkiye ve Yunanistan halkları ile dayanışma içinde Egemen Bağış’ın ustaları ABD ve AB’den ödünç aldığı masasını kendisine iade edip kendi masalarını kurmaları. Kıbrıs’ın bağımsızlığına ipotek koyanlarla Kıbrıs halklarının kardeşliğini kötü bir şeymiş gibi lanse edenleri de emekliye ayırmaları...
Egemen Bey, her ne kadar da “bizim için bütün alternatifler değerlendirmeye açıktır” dese de, bir ihtimal daha var ki kendisi bu ihtimali görmezden gelmeyi tercih ediyor... Yoksa görmezden gelmiyor da anlamakta mı zorlanıyor bilemiyoruz. Ama demeçlerinden belli oluyor ki, Egemen Bey zorlandığı metinleri heceleyerek daha iyi anlamakta... O halde heceleyin bakalım Egemen Bey: Bu aşk bu-ra-da bi-ter!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder