3 Eylül 2009 Perşembe

Kamuda İkinci İş Tartışması

Biz kamu emekçilerini birer asalak ve hak etmeden para kazanan bir kesim gibi göstermeye dönük özel bir çabanın parçası olarak, son zamanlarda yeni bir tartışma ülke gündemine girdi: MEMURA İKİNCİ İŞ YASAĞI!

Aslında bu tartışma gayet anlamsız bir tartışmadır. Çünkü kamu emekçilerinin (yaygın tabirle memurların) ikinci bir işte çalışamayacakları zaten yasa ile belirlenmiş bir olgudur. Ancak bilindiği gibi ikinci bir iş sahibi olan veya ikinci bir işte çalışan birçok kamu emekçisi vardır. Bu elbette yanlıştır. Kamu emekçileri ikinci bir işte çalışmamalıdırlar. Ancak bu genel doğruyu ifade ederken, “memura ikinci iş yasağı” söylemini gündeme getiren kesimlerin hiç de göründüğü gibi iyi niyetli olmadığını, kamu emekçilerinin ikinci bir iş yapmasının nedenlerini ve bu olumsuz durumun nasıl ortadan kaldırılacağını da tartışmamız gerekir.
Öncelikle net olarak ortaya koyalım ki, ülkemizde yaratılan çarpık sistem, en başından beridir kamu emekçilerinin ikinci bir işte çalıştırılması mantığı üzerine kurulmuştur. Yasal olarak ikinci iş yapmak yasak bile olsa, ülkemizde 1980’li yıllardan itibaren yürürlüğe konulan ve bilinçli olarak yürütülen ÜRETİMDEN KOPARMA politikaları ile nüfusun önemli bir kesimi üretimden vazgeçirilmiş, fabrikalar kapatılmış ve hemen hemen herkes “memurlaştırılmış”tır. “Memurlaştırılma”ya direnen kesimlere cazip gelmesi için de, mesai saatleri dışında ikinci bir iş yapılabilmeye olanak verecek koşullar yine hükümetler tarafından bilinçli olarak yaratılmıştır. Böylece hem çiftçi hem memur, hem hayvancı hem memur, hem esnaf hem memur olan ciddi bir kitle yaratılmıştır. Bu çiftçiliğin, hayvancılığın ve esnafın kendi öz dinamikleri ile gelişmesini engellerken, kamu emekçilerinin de kendilerini sadece kamu emekçisi olarak görecekleri koşulları ortadan kaldırmıştır. Şimdi içinde bulunduğumuz çarpık yapı, egemenler tarafından bilinçli olarak yaratılırken, her kesimin (esnaf, çiftçi, hayvancı ve kamu emekçileri) kendi özgün sorunları üzerinden örgütlenmesinin de önüne set çekilmiştir. Üstelik egemenler, geçmişte kamu emekçilerinin ikinci bir işte çalışmalarına sözde göz yumarak, birçok kişinin kendilerini hükümetlere borçlu hissetmelerine neden olmuşlar şimdi ise kamu emekçilerinin meslek onuruna yönelik bilinçli saldırının bir parçası olarak ikinci iş meselesini gündeme getirmişlerdir.
Bugün facebook’ta kurulan “memura ikinci iş yasaktır” isimli grup ve bu grubun gazete sayfalarına haber olacak denli gündeme getirilmesi ile yaratılan tartışma iyi niyetli bir çaba değil, kamu emekçilerinin toplum gözünde küçük düşürülmesinin aracıdır. Egemenler KIBRIS gazetesi aracılığı ile kamu emekçilerinin maaşlarını yüksek gösterme çabalarını, şimdi de tüm gazeteleri kullanarak ve TÜM kamu emekçilerini birden fazla iş yapıp refah içinde yaşayan bir azınlık olarak gösterme gayreti ile destekliyorlar. Onlara bakılırsa toplumsal sorunlarımızın ana kaynağı kamu emekçileridir. Oysa durum bunun tam tersidir.
Toplumsal sorunlarımızın ana kaynağı içinde yaşadığımız çarpık ekonomik sistemdir. Bu sistemi kuran ve ondan fayda sağlayan ise UBP’nin başını çeken az sayıda bir kesimdir. Bu kesim ağırlıklı olarak tüccarlardan ve daha az olmak üzere asker-sivil bürokrat kesimden oluşmaktadır. Kamu emekçilerini topluma hedef göstermek istemelerinin nedeni ise halkımız içerisinde çok yüksek bir örgütlenme oranına sahip olan bizlerin kendilerine ve tatlı çıkarlarına yönelik en ciddi tehtidi oluşturmamızdır.
Evet kamu emekçileri ikinci bir iş yapmasınlar. Ama ülkemizde hayvancılığın, çitftçiliğin  ve küçük esnafın da önü açılsın. Ticarete dayalı ekonomik sistem ve TC’ye bağımlı bütçe yapısı sona erdirilsin. Kamu eli ile üretime ve istihdam yaratmaya dönük yatırımların önü açılsın. Ülkemizde zaten üretilmekte olan birçok ürünün Türkiye’den ithaline sınırlandırmalar, yasaklar getirilsin. Üretmekte olduğumuz ve kolayca üretebileceğimiz malların, dış pazarlarda satılmasının önünde bulunan ve UBP tarafından bilinçli olarak yaratılmış engeller kaldırılsın. Ve kamu emekçileri, insanca yaşayabilecekleri bir maaşla çalışabilir duruma gelsinler.
Ama tüm bu saydıklarımız en başta hükümet konumundaki UBP’nin işine gelmemektedir. UBP yıllarca halkımızın üretmemesi için elinden geleni yapmış, memurluğu teşvik etmiş şimdi ise bu durumdan şikayet eder numarası yapmaktadır. Bu sistemin kurucusu kendiyken, şimdi şikayetçi olması ise tam bir çabuk hırsız tavrıdır. Diğer yandan sendikalarımızın da egemenlerin  bu tarz suçlamaları yapmasına fırsat vermemesi, ikinci işin yanlış olduğuna dair bilinci bizzat yayması ve uyelerini uyarması çok önemlidir. Gazeteniz Kamu Emekçisi, bu bilinçle yayınlarına devam edecek, ama sahte “toplumseverlerin” maskesini de düşürmekten geri durmayacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder