1 Aralık 2009 Salı

CTP ve Mücadele

Tek Sosyal Güvenlik sağlayacağı iddiası ile ve allı pullu bir çok sözle emeklilik yaşını arttıran, kadın emekçilerin yıpranma payını gerileten, eşel mobilin belirlenme süresini uzatmayı ve Göç Yasası’nı gündeme getiren ancak hükümet ömrü yetmedği için bu konuları UBP’ye devreden CTP; şimdi emekçilerin eylemlerini sahiplenen bir tavır içerisinde.
23 Kasım’daki eylemlerde CTP bürokratları emekçiler kitlesinin en önünde kol kola yürürken, televizyon ve radyolarda yasa/UBP aleyhine onlarca konuşma yapmış durumdalar.
Net olarak ortaya koyalım ki, emeğin kazanılmış haklarına saldırı Göç Yasası ile başlamadığı gibi, bu saldırılara karşı direniş de daha CTP döneminden başlamıştır. Bu sebeple eğer bugün emekçiler eylemlerde militan bir cesaret gösterebiliyorlarsa, bunun nedeni aynı tavrı CTP hükümetlerine karşı da takınmış olmanın getirdiği tutarlılık duygusudur. UBP sırf muhalefet olduğu için geçmişte “hayır” dediği yasayı bugün hararetle savunuyor olabilir. Veya CTP geçmişte kendi önerdiği yasaya bugün muhalefette olduğu için “hayır” diyebilir. Ancak onurlu kamu emekçileri aynı tutarlılıkla aynı tavrı hem CTP’ye hem de UBP’ye karşı göstermiş olmanın haklı gururunu yaşamaktadırlar.
Bugün CTP’li bürokratların, oy, mevki, popülarite kaygıları ile eylemlerin önüne geçme, eylemleri yönlendirme ve kendine yontma kaygısı tüm samimi unsurları rahatsız etmektedir. Ancak bu rahatsızlığın çaresi eylemleri terketmekten değil tam aksine bu haklı eylem sürecinin tam göbeğinde örgütlü bir duruşla tüm seçim partilerinin karşısına dikilmekten geçmektedir. CTP bürokratlarının tüm hayal gücü seçimlerle sınırlıdır, oysa eylem içindeki kitlede en usta sanatçının sınırsız derinliği vardır. Bu yüzden CTP’nin varlığından değil eylemleri kendi dar, kısır ve uzlaşmacı mantıkları ile damgalamalarından çekinmelyiz. Esas bunun olmasına izin vermemek üzere davranmalıyız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder