1 Nisan 2010 Perşembe

Kadın Emekçiler Neden İkinci Planda

Kamuda çalışan kadınların sayısı erkeklerden neredeysa fazla olmasına rağmen, gerek üst kademe yöneticileri arasında gerekse de sendikaların yönetiminde kadın emekçilerin daha az olduğu inkar edilemez bir gerçektir. Üstelik kadın emekçilerin neredeyse hiç temsil edilmediği sendika yönetimlerinin; sendika binalarından tutun da sendikal talep ve bildirilerde de kadınlara hiç yer açmadıklarını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bildirilerin üslubu ataerkil bir dil ile kaleme alınırken, sendika binaları da kahvehane gibi düzenlenmektedir. Sendikaların sosyal faaliyet adına organize ettiği tavla turnuvaları, halı saha maçları vb. herşey erkeklere yöneliktir.

Kadın emekçilerin en temel talepleri olan kreş talebi hiçbir zaman yüksek sesle seslendirilmezken, işyerlerine yaşanan birçok olumsuz olayın da üstü örtülmektedir. Bütün bunların sonucu olarak kadın emekçiler, sendikaların üye kitlesinin çok büyük bir çoğunluğunu oluşturmalarına rağmen, sendikal eylem ve etkinliklerde hiç görünmemektedirler.
Birçok durumda sendika yöneticilerinin savunma niyetine öne sürdükleri olgu; kendilerinin kadınları geri plana itmediği aksine teşvik etmeye çalıştıkları halde kadınların geri planda kalmayı tercih ettikleridir. Oysa görünüşte böyle bile olsa yöneticilerin “teşvik”ten anladığı şey ile grçek teşvik aynı şey değildir. Yöneticiler, kadınlara seçim zamanlarında listede yer bulmaları için teklif götürmeyi veya sendikanın temizlik, düzen, intizam gibi “kadın işlerini” yürütmeleri için çağrıda bulunmayı teşvik olarak adlandırmaktadırlar.
Gerçek bir teşvik ise, kadınların taleplerini ısrarla arayıp bulmak, sendikaların mücadele listesine dahil etmek, kadın emekçilere yönelik bilinçlendirici faaliyetleri hiçbir zaman aksatmamak, her sorunu kadınlar ile bağlantılandıran bir yaklaşım izlemek ve bunlar aracılığı ile kadın emekçilerin sendikalar ile olan bağını güçlendirmektir. Böylesi bir yaklaşım kısa vadeli değil uzun vadeli ve yapısal bir bakış açısı gerektirir.
Sağlıkta, iletişimde, ulaşımda, sendikal mücadelenin sürdüğü her konu başlığında kadınların çok daha fazla olumsuz etkilere maruz kaldığı gerçeği sendikalar tarafından gündemde tutulur; kadın üyelerin sadece iş hayatını veya sendikal hayatını değil tüm yaşamındaki olumsuzlukları dönüştürmeyi hedeflemek gerekmektedir. Kadınları vazodaki gül gibi sendikanın vtirinini düzenleyecek bir nesne olarak gören anlayış, sendikal yaşamımızdan süpürülmelidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder