31 Aralık 2024 Salı

Kimliksizler: “İşgalin Çocukları!”

27 Aralık 2024 tarihli Özgür Gazete’de, sevgili Sude Doğan’ın imzasıyla bir yazı yayınlandı. Doğan yazısında, “Karma Evlilik Sorununa Çözüm Bulmaktan Uzaklaşıyoruz!” fikrini işlemiş.

Yazıda özet olarak; karma evliliklerden doğan çocuklarla ilgili yürütülen mücadelenin Hristodoulides tarafından açıklanan 14 maddelik paket ile bir fırsat yakaladığı ancak bunun kaçırılmak üzere olduğu, çünkü kendimizi Kıbrıs Cumhuriyeti kamuoyuna anlatmak ve uzlaşmayı denemek yerine “yanlış” argümanlar kullandığımız anlatılıyor. Yazının sonunda da 19 Aralık tarihinde Kimliksizler Derneği tarafından yapılan toplu bilgi edinme başvurusu üzerine Filelefteros Gazetesi’nde yayınlanan bir makale tam metin aktarılarak, çözüm bulmaktan uzaklaşıldığı “kanıtlanmış” oluyor! Gerçekten öyle mi, bir bakalım!

25 Aralık 2024 Çarşamba

Özel Sektör Emekçilerine 13. Maaş Mümkündür


Kamu emekçileri ve sigorta emeklileri 13. Maaşlarını ödendiler. Özel sektörde çalışan yüzbinlerce emekçi böyle bir imkandan mahrum durumdadır. Birçok özel sektör emekçisi haklı olarak bu eşitsizliğe isyanını dile getirmekte ve sosyal devlet olduğu iddiasındaki mevcut yapının, özel sektör emekçilerinin sorunlarına kayıtsız kalmasından şikayet etmektedirler.

Özel sektör emekçileri için 13. Maaş imkansız bir hayal değil, çok kolay bir düzenleme ile hayata geçirilebilecek gerçekçi bir uygulamadır. Gelin özel sektöre nasıl 13. Maaş ödemesi yapılabileceği hakkında biraz konuşalım…

18 Aralık 2024 Çarşamba

Baro’da Neler Oluyor?

Geçtiğimiz hafta Özgür Gazete’nin manşetten aktardığı haberi hatırlıyor musunuz? Haberde “DP, Barolar Birliği’nin geçtiğimiz temmuz ayında üyelerin %80’ine yakınından oy alarak geçirdiği ‘Yüksek Adliye Kurulu Temsilinde Uygulanacak Usul ve Esaslar’ hakkındaki tüzüğünün Anayasa’ya aykırılık oluşturduğu gerekçesiyle iptal istemiyle dava açtı” deniliyordu. Haberin devamında odaklanılan konu ise DP’nin davayı geri çekip çekmediğine ilişkin muğlaklıktı. Bunun 19 Aralık tarihli celsede netleşmesi bekleniyor...

DP ilerici insanlar nezdinde pek de meşru bir parti değil. Partinin yapısı, vekilleri, başkanı, aklımıza gelebilecek hiçbir figürüne dair olumlu bir cümle kuramayız. Bu durumda söz konusu davada Barolar Birliği yönetiminin haklı olduğunu düşünmemiz, içeriği bilmeden davada taraf olmamız beklenir. Gelin biz hemen sürüye katılmak yerine, köşemizin ismine yakışanı yapalım, akıntının tersine kulaç atalım!

11 Aralık 2024 Çarşamba

Erken Seçim ve Kıbrıslılık

Size gerçeğin mi söylenmesini istersiniz yoksa duymak istediğiniz şeyin mi? Biliyorum pek çok soru gibi bu sorunun da evrensel geçerliliği olan tek bir yanıtı yok. Kişiden kişiye, her kişi için de zamana veya koşullara göre değişebilir yanıt! Ama bu durum, sorunun geçerliliğini ortadan kaldırmıyor!

Yanıtı daraltarak şunu iddia edeceğim; herhangi bir sorunu çözmekle ilgilenen kişiler, o soruna dair gerçeğin bilgisine ihtiyaç duyarlar! Çözme iradesinden uzaklaştığımız oranda; hakikatten feragat edebilir duruma geliriz. Çok basitleştirerek söylersem, bir doktorun doğru teşhise ihtiyacı vazgeçilmezdir ancak hasta için bu o kadar da kesin değildir. Veya gidilecek güzergahı şoför bilmek zorundadır ama bu yolcu için geçerli olmayabilir.

4 Aralık 2024 Çarşamba

Artan Nüfus ve Trafik Kazaları

2024 yılının ilk 11 ayında 47 kişi trafikte hayatını kaybetmiş! Dün Özgür Gazete’nin manşet haberiydi bu durum. Dile kolay tam kırk yedi can! Bundan onlarca kat daha fazla yaralı ve binlerce kazadan bahsetmiyoruz bile. Peki neden?

Nüfusa oranlandığı zaman trafik kazalarının bu kadar yüksek, trafikte can kaybının böylesine astronomik olmasının nedeni ne olabilir?

20 Kasım 2024 Çarşamba

Meclis Başkanlık Krizinin Bilançosu


Ziya Öztürkler’in 16. Tur’da 27 oy almasıyla Meclis Başkanlık Krizi çözülmüş gibi görünüyor. Gelin bu süreci önce özetleyelim, ardından ne dersler çıkarabileceğimize bakalım.

16 Kasım 2024 Cumartesi

İki toplumlu iki bölgeli federasyonun önemi nedir? Çözüm için başka bir zemin mümkün müdür?

Değerli konuklar ve sayın konuşmacılar*. Öncelikle bu yıl 6.sı düzenlenen “Sol ve Kıbrıs Sorunu” konferansını selamlıyor ve bu değerli çabalarından ve davetlerinden ötürü organizatörlere teşekkürlerimi sunuyorum. Umuyorum ki sunulan tebliğler ve yapılacak tartışmalar sözde kalmasın ve bir bütün olarak Kıbrıs solunun pratiğine ışık tutsun, mücadelemize katkı sunsun…

Benim konuşmam “İki toplumlu iki bölgeli federasyonun önemi nedir? Çözüm için başka bir zemin mümkün müdür?” başlığı altında olacak. Bunun için kısaca da olsa “Kıbrıs sorunu nedir?” sorusunu kendimize sormamız gerekiyor. 

6 Kasım 2024 Çarşamba

Meclis’teki Krize Dair

Meclis’teki kriz bir süreden beridir devam ediyor. UBP içi gerilimler nedeniyle hükümet partilerinin Başkan seçecek yeterli oyu bulamadıkları artık tüm toplumun bildiği bir gerçek. Makul bir rejimde, makul bir hükümet bu durumda istifa ederdi. Yeni bir hükümet kurulamıyorsa da erken seçim yapılırdı. Ancak kktc rejimi makul bir rejim olmadığı gibi, UBP-DP-YDP de hükümet olmaya ölesiye bağımlı partilerdir. Yani etik nedenlerle istifa edemezler, kozlarını açıkta paylaşamazlar ve olası bir erken seçim riskini göze alamazlar!

23 Ekim 2024 Çarşamba

Çiğ Köfte, Adana Kebap, İşgal ve Irkçılık

Haftasonu Boğaz Piknik Alanı’nda “Çiğ Köfte”, Pergama’da da “Adana Kebabı ve Şalgam” festivalleri düzenlendi. Söz konusu iki festival, farklı siyasi görüşlerden ve ülkedeki sorunları çeşitli bakış açılarından yorumlayan kişiler arasında tartışmalara neden oldu!

Her durumda apolitik takılan, dünya yansa alevler kendi kapısının önünde gelmeden konuya duyarsız kalan ve kendi “yeme-içme, selfi-story”si dışında hiçbir şeyle ilgilenmeyen geniş kitleyi bir kenara bırakırsak, bu festivallere ilişkin fikir yürüten kabaca üç gruptan söz edebiliriz.

9 Ekim 2024 Çarşamba

Popülizm Yapmayın!

Son yılların moda cümlesi “popülizm yapmayın!” Neredeyse herkes herkesi popülizm yapmakla suçluyor; tüm suçlananlar kendilerine yöneltilen bu suçlamayı gerisin geri muhatabına iade ediyor! “Esas siz popülizm yapıyorsunuz!” Muhatabını popülist olmakla suçlamak öylesine popüler bir şey ki; bu kavramı kullananların diliyle konuşursak, “bu suçlamayı yapanlar çok popülist!” Ama gelin biz bu sarmala ortak olmayalım, azıcık daha derine kazalım.

2 Ekim 2024 Çarşamba

Türkiye Kökenli Kıbrıslı Türkler

Bağımsızlık Yolu’nun günahları her geçen gün biraz daha çoğalıyor! Kıbrıs’ta iki halkın varlığından bahsettiği yetmezmiş gibi, bir de Türkiye kökenli insanları Kıbrıslı Türk’ten sayıyor. Ve ne yazık ki bilimsel tartışma etiğini uzun zaman önce yitirmiş  çevreler, bu “kabul edilemez” günahla açıktan açığa tartışmak yerine, dedikodu, yalan, saptırma ve abartma yoluyla mücadeleyi tercih ediyorlar!

25 Eylül 2024 Çarşamba

Ucuz Gıda, Ucuz Barınma, Ucuz İşçi, Ucuz Hayat!

Asgari Ücret Tespit Komisyonu geçtiğimiz hafta patronların katılmadığı bir toplantı yaparak, yeni Asgari Ücret’in %19,19’luk bir artışla brüt 40,436 TL olmasına karar verdi.

Kamuoyunda patronların bu karara itiraz edeceği ve Asgari Ücret’in daha düşük bir rakama indirileceği yönünde tahminler mevcut. Diğer yandan, Meclis’in açılması ile birlikte UBP-DP-YDP hükümetinin yabancı uyruklu işçilerin maaşına (barınma ve yiyecek gibi kalemlerin karşılanması koşuluyla) %30 oranında indirim yapılmasını öngören bir yasa hazırlığında olduğu da biliniyor.

18 Eylül 2024 Çarşamba

İstifa Etmeyecekler

Tarihte bir ilk yaşanıp 16 Eylül Pazartesi açılması gereken kamu okullarının açılışı bir hafta ertelenince birçok muhalif insan hükümetin istifa etmesi gerektiği düşüncesini ifade etti. Ancak hükümet hiç de oralı olmadı!

Bu “istifa” çağrısı, çeşitli zamanlarda tekrarlanan bir taleptir. On yıllardan beridir de birçok yönetici için dile getirilmiştir. Çağrıların kısmi bir karşılık bulduğu son pratik “sine-i millet” olayıdır. Hatırlanacağı gibi CTP bu çağrıya yanıt vermezken, HP parti olarak olumlu yanıt vermiş ancak HP’nin iki milletvekili karara uymamıştı. Bu sürecin sonunda da bir erken seçim pratiği yaşanmıştı.

11 Eylül 2024 Çarşamba

Yeni Kölelik: Anlatılan Senin Hikayendir!

Bu köşenin isminin neden “Akıntıya Karşı” olduğunu ilk makalemde yazmıştım. Elbette sebepler o yazdıklarımla sınırlı değildi. İşte size bir sebep daha; çünkü herkes “bugün” olup biteni konuşurken; biz yaşananların “geçmiş”teki nedenlerini ve “gelecek”te nasıl çözülebileceğini yazıyoruz. Bir de herkes “kişiler”e odaklanırken, biz “fikirleri ve pratikleri” masaya yatırıyoruz. Gelin şu köle kampı mevzusunda da hiç ilginizi çekmeyecek boyutlardan söz edelim.

4 Eylül 2024 Çarşamba

İktidarda Devam!

Ünal Üstel’in yaklaşan UBP Kurultayı için kullandığı sloganı görmeyeniniz yoktur: İktidarda Devam, İstikrarla Devam! Görmemeniz mümkün değil zaten, reklam panolarının yarısı yatak cini misali yüzümüze bakan Ünal Üstel fotoğrafları eşliğinde bu sloganla kaplandı.

Memlekette “iktidar ve istikrar” olmasaydı; bu reklamların ne kadar tuttuğunu, bu paraların nasıl kazanıldığını, bu paraları kazanırken vergi verilip verilmediğini ve günün sonunda parti içi bir yarış olan kurultay için her adayın ne kadar para harcadığını da öğrenirdik. Ama şükürler olsun ki memlekette hem “iktidar” hem de “istikrar” var da değil parti içi harcamalar, Genel Seçim harcamalarını bile Bağımsızlık Yolu dışında hiçbir parti açıklamadı!

28 Ağustos 2024 Çarşamba

Üçüncü Uyruklu İşçiler ve Kölelik

Özgür Gazete tarafından gündeme getirilen “köle kampı” mevzusu gündemdeki yerini korumaya devam ediyor. Konunun kaba bir özet yaparsak; onlarca üçüncü uyruklu işçi danışmanlık adı altında faaliyet gösteren aracılar vasıtasıyla, Cypfruvex adına çalışma izinleri alınarak ülkeye getirilmiş. Söz konusu aracılar, çeşitli vaatler vererek bu işçilerden yüksek meblağlarda para temin etmiş. İşçiler ya çok az çalışmış yada hiç çalışmamış ve maaşlarını alamamışlar. Buna mukabil Cypfruvex adına kayıtlı bulundukları için Sosyal Sigorta ödemeleri yapılmış veya alacak olarak kaydedilmiş. İşçilerin barınma ve yiyecek ihtiyaçları ise insan sağlığına yakışmayacak derecede olumsuz koşullarda sürdürülmeye devam ediyor. Dahası işçiler bu süreçte kendilerini dolandıran kişilerden şiddet görmüş ve görmeye de devam ettiklerini söylüyorlar.

21 Ağustos 2024 Çarşamba

Federasyon İsteyen Hücuma Gelsin

Bir süreden beridir, sosyal medyada ve yazılı basında varlığı ilan edilmemiş bir kampanya yürütülüyor. Bu kampanya bize Kıbrıslı Elenlerin Annan Planı’na hayır demiş olmasının haklılığını anlatmak, bizi empati yapmaya çağırmak üzere kurgulanmış.

Kampanyanın temel çıkış noktası, Kıbrıs’ın kuzeyindeki “hayır” cephesine karşıymış ve bu cepheyi yanıtlıyormuş gibi görünüyor. Ancak dönüp dolaşıp, yanıtlarmış gibi göründüğü “hayır” cephesi ile aynı noktada buluşuyor. Gelin buna biraz yakından bakalım...

14 Ağustos 2024 Çarşamba

Sol Siyasetteki İkinci Eksen

Söz konusu olan sol siyaset olduğu zaman, bunun bizim ülkemizde iki eksenin bileşkesinden oluştuğu çoğu zaman unutulmaktadır. Kıbrıs’ın kuzeyinde “sol” denildiğinde, bu kavram genellikle “Kıbrıs sorununda barış isteyenler” anlamında kullanılmakta ve ne yazık ki sol ile sağı ayırt eden evrensel mesele yani emek-sermaye çelişkisinde hangi sınıftan yana olunduğu noktası gözden kaçmaktadır.

Bu noktanın gözden kaçması öyle az buz bir şey değildir. Çünkü bu sayede Ticaret Odası başkanlığı yapmış bir insan solcu sayılabilmekte, özel sektör çalışanlarının yaşadığı maaştan yatırıma birçok meselenin “sol”un gündemine girmemesi normal kabul edilmekte ve özelleştirmeyi savunan “solcular” dahi bulunabilmektedir.

7 Ağustos 2024 Çarşamba

Olimpiyatlarda Dalgalanan Üçüncü Bayrak

Buse Savaşkan’ın Olimpiyatlarda görünür olması ve finale kalmasıyla birlikte, Kıbrıslı Türklerin kimlik sorunu geçtiğimiz hafta yeniden gündeme geldi. Bu durumun simgeleştiği ve hemen herkesin üzerinde fikir yürüttüğü olay ise; Buse’nin arkasında Türkiye ve Kıbrıs Cumhuriyeti bayraklarıyla göründüğü fotoğraf oldu.

Bu fotoğrafa bakan her kişi, Kıbrıs sorununda takındığı duruma uygun olarak farklı tepkiler verdi ve duygulanımları da buna göre şekillendi. Ancak birbirinden farklılıklar içerse de tüm tepkileri kabaca üç kategoride değerlendirebiliriz.

1 Ağustos 2024 Perşembe

UBP’lilerin Kurtuluşu

UBP’li bir arkadaşım var. Günlük hayatta açık sözlü ve samimi birisi. Kendisi ile fikirlerimiz farklı olmasına rağmen, saygı çerçevesinde ve rahatça sohbet edebiliyoruz. Arkadaşım henüz bir mevki, makam sahibi değil.

Kıbrıs sorununun sadece Kıbrıslı Elen faşist/şövenist tutumundan kaynaklı olmadığını; “bizimkilerin” de epeyce haltlar karıştırdığını kabul ediyor. Aradaki “düşmanlığın” ortadan kaldırılabileceğini söylüyor ama “kısacık ömründe” bu gibi şeylerle uğraşmak istemiyor!

25 Temmuz 2024 Perşembe

İşgal Altında Endemik Solcular

Türlü çeşitli sıkıntıya dair her sokağa çıktığımızda bize yüksek perdeden “işgal altında hak mücadelesi olmaz” diye akıl veren arkadaş; Devlet Hastanesi’nde doktora bakınamayınca basıyor yaygarayı: “Ölüme mahkum edildik bunun içinde!”

Çalışma hayatına dair ne söylesek bunu “gelen emekçi giden emekçi” diye anlayan, anlatan, çarpıtan arkadaş; iş cinayetleri karşısında feryat ediyor; “İnsanlar ölüyor, Çalışma Bakanlığı uyuyor!”

18 Temmuz 2024 Perşembe

Gullurikya’nın Suçu Ne?

Halloumi/Hellim 2021 yılında PDO olarak tescillenmişti. Kıbrıs’ta yaşayan her iki halkın da kullandığı isimlerle, çift isimli olarak ortak coğrafi tescili yapılan Hellim, böylece her iki isimle de pazarlanabilir bir ürün olarak kaydedilmişti.

11 Temmuz 2024’de Gullurikya’nın da benzer bir tescil sürecini tamamladığına dair basında haberler çıktı. Bir farkla ki sizin Gullurikya olarak bildiğiniz tatlının ismi artık resmi olarak Tertziellouthkia! Türkçe okunuşuyla Tercilukya!

11 Temmuz 2024 Perşembe

Emekçi Düşmanı Solcular!

Herhangi bir ülkede, solun herhangi bir renginden herhangi bir kişinin emekçilerin maaşları arttığı için hayatın daha pahalı hale geldiğini iddia etmesi mümkün müdür? Bizde mümkündür! Hatta bizde bu tutum solun baskın damarıdır!

Kendini o veya bu çizgiden solcu olarak tanımlayan ve birçok insan tarafından da solcu kabul edilen kişiler; “maaşlar arttığı için enflasyon oluyor” diyebilmektedir. Hatta bazıları daha da ileri giderek, maaş artışlarının sadece konuşulmasının bile piyasada fiyat artışlarına yol açtığını iddia etmektedirler!

4 Temmuz 2024 Perşembe

Patronun Adı Yok!

İki yabancı uyruklu işçinin, ikamet izinsiz olarak adada bulunmaları gerekçesiyle mahkeme önüne çıkarılmaları sonrası yaşananlar, dün gündemde yer buldu. Davaya bakan yargıç işçileri dinlerken; her iki işçi de farklı yerlerde çalıştıklarını, çalışma izinlerinin yapılmadığını, maaşlarını alamadıklarını ve patronları tarafından bu duruma düşürüldüklerini ifade ettiler!

Polise işçilerin iddiaları konusunda bir tahkikat yapıp yapmadığını soran yargıç, böyle bir araştırma yapılmadığını öğrenince, “işverenler” hakkında soruşturma başlatılması emir verdi. Mahkemenin bu kararı birçok gazetede ön sayfalardan verilirken, gündem hakkında yorum yapan çeşitli kanallarda uzun uzun aktarıldı.

27 Haziran 2024 Perşembe

Bir Davanın Düşündürdükleri

Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aday olan Salih Oğuzhan Karahan (Nam-ı diğer Oz Karahan), Serdinç Maypa’nın gerçekleştirdiği bir canlı yayında Bağımsızlık Yolu için; “TC Elçiliğinden fonlanıyorlar” dedi! Bu asılsız iddiayı kanıtlaması istendiğinde ise “bu zaten biliniyor” diye yanıt verdi.

Benzer bir asılsız iddia İzzet İzcan tarafından da Radyo Mayıs’ta katıldığı “Onuncu Köy” isimli programda dile getirilmişti. Bağımsızlık Yolu yetkilileri bu asılsız iddiaları ısrarla dile getirmeye devam eden, kanıt sorulduğu zaman da tpu taca atan Kıbrıs milliyetçilerini, iddialarını kanıtlamaya zorlamak için hukuk davası açmaya karar verince kızılca kıyamet koptu!

24 Haziran 2024 Pazartesi

Aklın Uykusu Canavarlar Yaratır

Bağımsızlık Yolu’nun TC Elçiliği tarafından desteklendiğini iddia eden İzzet İzcan ve Salih Oğuzhan Karahan ile bu asılsız iddiaların yayılmasında ısrar eden Serdinç Maypa’ya dava açıldı(1). Maypa bu duruma isyan ederek, davayı kendisine yönelik bir saldırı gibi lanse etti. Böylece süreç çok ilginç bir tartışmayı tetiklemiş oldu. “Basına dava açmak özgürlükçülüğe sığar mı?” Aslında bu sorunun kendisi bile Kıbrıslı Türk solunda uzun bir süredir kendini hissettiren ciddi bir erozyonun yansımasıdır.

12 Haziran 2024 Çarşamba

Avrupa Parlamentosu Seçim Dersleri


1- Seçimlere Kıbrıslı Türklerin katılımı %5,5 civarında kaldı. Bunun katılım oranları üzerinden kurumların meşruluğunu sorgulayanlar için sarsıcı bir sonuç olduğu gerçek! Yıllardan beridir söylüyoruz, seçimlerde oy verip vermemeye sahip olmadığı anlamlar yüklemenin hiçbir karşılığı yoktur. Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılımın düşüklüğü, Kıbrıslı Türklerin Avrupa Birliği’ni reddettikleri anlamına gelmiyor. Tıpkı son kktc seçimlerinde katılımın %30’un altına düşmesinde olduğu gibi. Bağımsızlık Yolu bu seçimlere dair PM kararında bunu net olarak ifade etmişti. Belki de bu seçimden çıkarılacak en büyük ders, çocukça beklentilerle dolu anlamsız boykot pratiğinin hiç bir karşılığı olmadığının artık anlaşılması gerektiğidir.

Şener Levent, Şener Levent’e Karşı!

Şener Levent’in makalesini manşete taşıyan Avrupa Gazetesi diyor ki;

1- “AP seçimlerine katılmayarak Kıbrıslı Türk adayları Rum partilerine yamalanmak zorunda bırakan siyasi partilerimiz toplumumuzu yine Avrupa’nın dışında ve Türkiye’nin kucağında kalmaya mahkum ettiler…”

2- “Avrupa Parlamentosu’ndaki sandalyeler seve seve Kıbrıslı Rumlara bırakıldı…”

8 Haziran 2024 Cumartesi

Kıbrıslılar Birliği Ltd. ve Oz Karahan

Salih Oğuzhan Karahan’ın, Kıbrıs’ın güneyindeki savaş yanlısı sağcı Yeşiller Partisinden Avrupa Parlamentosu adaylığı ile birlikte Kıbrıslı Türkler arasında kendisi ve örgütü Kıbrıslılar Birliği hakkında bir farkındalık gelişti. Bağımsızlık Yolu bir süreden beridir Kıbrıslılar Birliği isimli örgütün ideolojik duruşuna dair değerlendirmeler ve eleştiriler yapıyordu.

7 Haziran 2024 Cuma

Hakikat, Umut ve Hayal Kırıklığı

Hayvancılar Birliği’nin eylemi birçok kesim için hayal kırıklığı ile sonuçlandı! Eylemin sınıfsal tabanına, o tabanı harekete geçiren ekonomik motivasyon kaynağına bakmadan; sadece biçimsel boyutlarından heyecanlanan kesimler için gerçekten de beklenmedik bir sonuç çıktı eylemden.

Üstelik yıllardan beridir kullanılan birçok içi boş kavramdan birisi olan “etkili eylem” ifadesine denk düşmek bakımından, son yılların en etkili eylemiydi!

6 Haziran 2024 Perşembe

Oz Karahan’dan ve ELAM’dan Özür Dilerim!

Bu yazı Kıbrıslılar Birliği başkanı, Yeşiller Partisi’nden Avrupa Parlamentosu adayı Oz Karahan ve Kıbrıslı Elenlerin faşist örgütü ELAM’dan özür dilemek amacıyla yazıldı! Kimisi şaşırabilir ama benim bağlı bulunduğum etik standartlar, bir yazarın yanlış bir benzetmede, hatalı bir değerlendirmede bulunduğu zaman özür dilemesini gerektiriyor! Marksist olmanın zorluklarından birisi de bu aslında. Bir Marksist her koşulda gerçeğe sadık kalmak, hakikati eğip bükmemek ve doğruyu arama çabasından hiç vazgeçmemek zorundadır! Bu da hakikati ifade etmek için dostları kırmayı göze almak kadar, kişinin kendisine karşı da acımasız olmasını gerektiriyor!

22 Mayıs 2024 Çarşamba

İthal Ete Karşı mıyız?

Hükümet ithal et kararı aldı, hayvancılar sokağa döküldü... Daha düne kadar “herkes etini güneyden alsa, kasaplar bu kadar pahalıya satamaz” diyenlerin birçoğu 180 derece çark etti ve şimdi et ithal edilmesine karşı çıkıyorlar!

Eğer meseleye “eti kaça aldığımız”dan ibaret bakarsak, et ithal etmek kestirme bir çözüm olarak çok mantıklı duyulabilir. Ama toplumsal yaşamda tüm kestirme çözümler, çözdüklerinden daha fazla problem yaratırlar. Bir sorunu gerçektem çözmek istiyorsak, sorunun kökenine inmek bu yüzden zorunludur!

15 Mayıs 2024 Çarşamba

Avrupa Parlamentosu, Propaganda ve Hakikat

9 Haziran Pazar gün gerçekleşecek olan Avrupa Parlamentosu seçimleri, Kıbrıs Cumhuriyeti’nde kayıtlı partiler üzerinden Kıbrıslı Türklere yönelik yoğun bir propagandaya vesile olmuş durumda. Bu propagandanın bir parçası da, Avrupa Parlamentosu adayları arasında Kıbrıs’ta barış isteyen üç Kıbrıslı Türk adayın var olduğu söylemidir!

AKEL adayı Niyazi Kızılyürek, Volt adayı Hulusi Kilim ve Yeşiller adayı Oz Karahan’ın, “Kıbrıs’ta barış isteyen üç Kıbrıslı Türk” oldukları söyleniyor. Bu iddia Oz Karahan için külliyen yanlış, bu sanı Yeşiller Partisi için kökten hatalı ve temelsizdir!

8 Mayıs 2024 Çarşamba

Faşizm Biçim Biçim

6 Mayıs Pazartesi tarihli Özgür Gazete’de, “Limasol’da maskeli 100 kişilik grup araçlara ve polislere molotofla saldırdı” başlıklı bir haber dikkatinizi çekmiş olabilir. Olayın detaylarını sosyal medyadan bulabilirsiniz, burada aktarmayacağım! Ancak bunun münferit bir olay olmadığını belirteyim. Mesela 4 Mayıs akşamı Larnaka’da 70 kişilik maskeli bir grubun gerçekleştirdiği başka bir saldırının videoları da var sosyal medyada... Veya 27 Ağustos’da Hloraka’da, 1 Eylül’de de Limasol’da aşırı sağ militanların göçmenlere yönelik pogrom girişimi hala hatırlardadır!

1 Mayıs 2024 Çarşamba

1 Mayıs ve Özel Sektörde Son Durum

Kıbrıs’ın kuzeyinde özel sektörde sendikalaşma yasal olarak serbest, fiilen yasaktır. İşyerlerinde patronların keyfi ve zorbaca bir diktatörlüğü söz konusudur. İşyerleri demokrasinin askıya alındığı totaliter birer küçük devletçik olarak idare edilmektedirler. Aşağıdaki liste yabancı uyruklu işçiler için de geçerlidir ancak kktc vatandaşlarının yaşadığı mağduriyetler düşünülerek hazırlandı. Yabancı uyruklu işçilerin durumu ise çok daha vahim olarak dayak, zorla çalıştırma, pasaporta el koyma vb. unsurlar içeriyor ve ayrı bir yazıyı dolduracak kadar kapsamlıdır.

24 Nisan 2024 Çarşamba

Sigorta Emeklileri ve Asgari Ücret

Geçtiğimiz hafta Meclis’te konuşulan bir konu özel sektör çalışanlarını yakından ilgilendiriyordu: Sosyal sigortalar’dan emekli olup da Asgari Ücret’in altında maaş alan kişiler! CTP Milletvekili Devrim Barçın bu konuyu gündeme getirerek UBP’yi suçladı ve kendi “iktidarlarında” bu sorunu çözeceklerini söyledi! UBP milletvekili, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu da Devrim Barçın’ın verdiği rakamları doğrulayarak, bu sorunu çözmek için yapmayı planladıkları şeyleri saydı.

17 Nisan 2024 Çarşamba

Hayat Pahalılığı Demagojisi


İstatistik Kurumu hayat pahalılığı oranlarını bilerek düşük açıklıyormuş! Bunu CTP milletvekili Devrim Barçın, Meclis kürsüsünden söyledi. Ardından başka bir açıklamasında Kurum’un uyguladığı ‘metodoloji yanlış olduğu için’ sonuçların da yanlış çıktığını ifade etti. Bu konudaki tartışmalar sürerken, ‘metodolojinin doğru uygulanmaması nedeniyle’ sonuçların yanlış çıktığını söyledi. En sonunda da kendi önerisi ile oluşturulan ve kendisinin de parçası olduğu Meclis komitesini baypass ederek, “yakaladığı Mida’yı” partisi ile birlikte kamuoyuna açıkladı! Ve suçlu bulunmuş oldu: Kamu emekçilerinin hataları!

2 Nisan 2024 Salı

İnsan Ticareti ve Emek Sömürüsü

“İşçilere iş bulmak, işveren ve işlere işçi bulmak için, kazanç amacı ile olsun veya olmasın faaliyet gösterilmesi, çalışılması veya büro açılması yasaktır.” Bu cümle 1992 yılından beridir yürürlükte olan İş Yasası’nın 61. Maddesinin tamamıdır ve çok net bir ifadedir! Ancak bu yasanın sözde uygulamada olduğu kktc’de yurtdışından işçi getirmek, yaygın bir gelir kapısı niteliği kazanmış durumdadır!

Polis, patronlar, hükümetler bu yasayı bilmektedir ama yine de onbinlerce işçi, ülkelerinden getirilerek patronlara pazarlanmakta; bu faaliyetlerden muazzam miktarlarda paralar kazanılmaktadır! En son Serdinç Maypa’nın “kardeşimin işini devraldım” diyerek Bangladeşli bir grup işçiye aracılık yaptığı konusu kamuoyuna yansıdı. Bu da kendini solcu olarak adlandıranların da bu faaliyetlerin içinde olduğunun kanıtı oldu!

27 Mart 2024 Çarşamba

Bir Demagoji Hikayesi: Zeki Çeler ve 1 Mayıs Tatili!


Demagoji kelimesi Oxford Sözlüğü’nde şöyle tanımlanıyor: bir kimsenin ya da topluluğun duygularını kamçılayarak, okşayarak, ona ya da onlara gerçekdışı şeyler söyleyerek onu ya da onları kendine çekmeye çalışma.

Tanım incelendiğinde bir fiilin demagoji olması için, “duygulara” yönelik bir girişim olması gerektiği açıkça görülüyor. Ancak tanıma göre sadece duygulara hitap etmek değil, söylenenlerin “gerçek dışı” olması da gerekiyor! Yani bir demagog, gerçek olmadığını bile bile insanlara duymak istedikleri şeyleri söyleyen, bunu yaparken duygularını okşayan ve bu yolla kendine destek toplamaya çalışan kimsedir!

Zeki Çeler’in geçtiğimiz gün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olduğu 1 Mayıs 2018-19 için kurduğu “söke söke alıp verdik 1 Mayıs’da özel sektör emekçisine tatilini” cümlesi, tam da bu kavrama denk düşmektedir! 1 Mayıs 2018-2019’da ne olmuştur? Zeki Bey gerçekten de iddia ettiği gibi özel sektör emekçilerinin tatil yapmasını mı sağlamıştır? Bir bakalım…

Trafikte Arıklı ile Buluşmak!

Sorunlara yaklaşım ve çözüm önerileri bağlamında bir solcunun Erhan Arıklı ile benzer düşünmesi mümkün veya olağan mıdır?

Öncelikle şurasını netleştirelim, Erhan Arıklı muhafazakar bir politikacıdır ve dünyadaki benzerleri ile aynı düşünüş biçimine sahiptir. Muhafazakar politikacılar; toplumsal sorunların kaynağı olarak bireylerin “kötü ahlak”ını gösterirler. Bu nedenle çözüm önerileri de; ahlaki telkinler, kınamalar, maddi teşvikler ve cezalardan oluşan bir yelpazade şekillenir. Ancak tüm muhafazakarların ortak noktası; toplumsal meseleleri ve çözümlerini bireyler üzerinden kavramalarıdır.

20 Mart 2024 Çarşamba

Kıbrıs Sorunu Nasıl Çözülür?

 Yaşadığımız tüm sorunların kaynağının Kıbrıs sorunu olduğu ve bu sorun çözülmeden hiçbir şeyin değişmeyeceği, sık sık dile getirilen bir argümandır. Bu argümana göre; nüfus, yoksullaşma, çalışma yaşamı, kadın cinayetleri, toplu taşıma, dinsel gericilik, yolsuzluklar, eğitim, sağlık, asgari ücret gibi akla gelebilecek herhangi bir konuda durum tespiti yapmak, talep geliştirmek ve bu talepler etrafında mücadele yürütmek, “boşa kürek çekmek”tir. Çünkü “Kıbrıs sorunu çözülmeden hiçbir sorun çözülemez!”

13 Mart 2024 Çarşamba

Ne Yapılmalı?


Sahte reçete ve sahte diploma skandalları birbirlerinin yerini alarak gündemi doldururken; toplumun bu çürümeden rahatsız tüm kesimleri tek bir şeyi düşünüyor: Bu yozlaşma ve çürüme sarmalından çıkış için ne yapılmalı?

6 Mart 2024 Çarşamba

Atanmışlar ve “Seçilmişler”

Başlığın bir miktar yanıltıcı olduğunu itiraf etmeme izin verin. “Atanmış” nitelemesinin, Ersin Tatar ve Ünal Üstel başta olmak üzere, rejim siyasetçileri için revaçta olduğunun farkındayım. Kendileri bu sıfatı gani gani hak ediyorlar. Ancak gelin bugün iğneyi “kendimize” batıralım! Belki mevcut rejimi anti-demokratik olmakla eleştirenlerin durumuna bakıp, egemenlerin neden “utanmadıklarını” da anlarız!

28 Şubat 2024 Çarşamba

Üniversite “Sektörü”

Sahte diploma skandalı toplum gündeminde başat rolünü koruyor. Ancak daha önceki benzer “skandallar”da olduğu gibi, bu konuda da derinlik; “kim, kiminle, nerede, ne yapmış”tan öteye gidebilmiş değil!

Ortalama bireylerin, “muteber” şahısların kirli çamaşırlarını öğrenmekten haz duyması bir yere kadar anlaşılırdır! Ancak sorunların kaynağına inmek ve yapısal çözümler üretmek için bundan fazlasını yapmamız gerekiyor. Aksi taktirde sorunların kaynağının “yozlaşmış kişiler” olduğu ve bu tür kişilerin “avlanmasının” çözüm için yeterli olacağı yanlış algısı kökleşecektir! Oysa “yozlaşmış kişiler” sebep değil, sonuçtur! Çürüyen bir rejimin, kokuşmuş meyveleridirler!

21 Şubat 2024 Çarşamba

Neden Akıntıya Karşı?

Kıbrıslı Türk toplumunun genel bir depresyon halinden geçmekte olduğu gün gibi açık. Bu depresif ruh hali, mevcut duruma dair analiz yapan neredeyse tüm öznelerce kabul ediliyor. Bu duruma neden ve nasıl geldiğimiz veya çıkış yollarımıza dair ise farklı fikirler mevcut.

Cemaat kültüründen gelen reflekslerle, fikir farklılıklarını olumsuz gören ve “herkes aynı fikirde olmadığı için yaşadıklarımızın müstehakımız olduğu” gibi bir nihilizme savrulanlar olsa da, farklı fikirler iyidir: Tartışmaları zenginleştirir, pratiği derinleştirir, hareketi genişletir, mücadeleyi yükseltir…

1 Ocak 2024 Pazartesi

Bir Ezberi Sorgulamak: Solda Birlik!

 

Kıbrıs’ın kuzeyinde sol siyasete dair en sık rastlanan cümleler; “sol bölünme hastalığından muzdariptir!”, ve “tüm sol partiler birleşmelidir!” olsa gerek! Çoğu zaman üzerinde düşünülmeden tekrar edilen ve hemen herkesin onaylayacağı bu sözler, gerçeği ne kadar yansıtmaktadır? Sol gerçekten de bölünme hastalığından mı muzdariptir ve tüm sol partilerin bireşmesi gerçekten de iyi bir şey midir?